15 Temmuz günü takvim yapraklarında "Haçlı Orduları`nın Kudüs`ü İşgali " diye yazardı. 15 Temmuz 1099 Cuma sabahı katiller mübarek Mescid-i Aksa’yı işgal ederek oraya sığınmış Müslüman hatta başka dinlere mensup sivil halkı ayırt etmeden öldürmüşlerdir.
Bir kez daha 15 Temmuz`da kara bir kele düştü tarih sayfalarına. Şanlı Silahlı Kuvvetlerimizin içine sızmış bir grup Haçlı zihniyetli güruh, dil, din, sınıf ayırmadan namlularını kendi halkına çevirdiler.
Ordunun başkumandanı, halk iradesi ile göreve getirilmiş Cumhurbaşkanının kaldığı otel bombalanmış, mahsur bırakılmış ve idareden el çektirilerek anayasanın bir kez daha rafa kaldırılmasına çalışılmıştır.
15 Temmuz`da ordumuzun başındaki zat 20 saat boyunca rehin alınmış, aç susuz bırakılmış, başına silah dayanmış ve illegal bir oluşuma katılmaya zorlanmıştır. Ancak bu şanlı asker halkına kurşun sıkmaktansa kendisine yapılacak her türlü işkenceye rıza göstermiştir.
Ülkenin huzur ve güvenliği için çalışan Milli İstihbarat, özel hareket gibi kuvvetlerin, halkın idaresinin tecelli ettiği TBMM üzerine bombalar yağdırılmıştır. Halkın vergileri ile toplanan paralarla alınan silahlar halka doğrultulmuş, vatan hizmeti için gönderilen ana kuzularının eli ile vatana ihanet edilmiştir.
İsmi ister Paralel Devlet Yapılanması (PDY), ister Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), isterse başka isimler olsun Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet, Yargı ve Devletin bir çok kademesine sızmış vatan hainlerinin oluşturduğu ihanet şebekesi karşısında Türk milleti dimdik ayakta durmuş, darbe kalkışmasını püskürtmüştür. Hainler istemeden de olsa bu ülke insanının birlik ve beraberliğini sağlamış, dil, din, mezhep, siyasi parti farkı gözetmeden tek yumruk olmalarına vesile olmuşlardır.
Üç gündün bu halk Valilik ve Kaymakamlıklar önündü sivil idareyi korumak adına nöbet tutmaktadır. Yürüyüşler mitingler yapılmaktadır. Araç konvoyları oluşturulmaktadır. Binler değil milyonlar sokağa döküldü. Bu büyük direnişte hiçbir işyeri yağmalanmadı. İş makineleri, devletin ambulansları, itfaiye araçları, emniyet ve askeri araçları yakılmadı. Edeplice ve kurallar çerçevesinde sivil bir direniş gösterildi.
Ne mutlu bu halka. Dünyaya örnek olduk yine. Silaha karşı iman ve inançla durulabileceğini bir kez daha bütün dünyaya öğrettik.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan dört parti ve Meclis dışındaki partilerin tamamına yakını darbe girişimi karşısında tek yumruk oldular, açıklamalarda bulundular, refleks gösterdiler. Bütün partilerin halk gözünde itibarları arttı.
İnşallah ülkemizde darbe endişesi bitmiştir. Bir daha böyle bir yeltenme olmayacağını umuyorum.
15 Temmuz demokrasi bayramımız kutlu olsun…