Bu yazıyı 2 Temmuz 2009 yılında kaleme almıştım. Güncelleyerek yeniden paylaşmak istiyorum. 2 Temmuz 2021 Sivas katliamının Yıldönümü. Bundan 28 yıl önce Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılmak için 2Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenliklerine giden yazar, aydın, sanatçıların diri diri yakılışının yıldönümü. Bugün bir kez daha bu katliamı nefretle kınıyorum.

2 Temmuz'da yükselen alevler bir insanlık dramıydı.
2 Temmuz'da yükselen alevler bir insanlık utancının göklere yükselişiydi. Tıpkı Maraş'ta, Çorum'da Gazi'de olduğu gibi....

Sivas'ta gerçekleştirilen bu vahşi katliam her ne kadar Alevilere ,Alevi değerlerine yönelik bir katliam gibi gösterilmek istense de bu katliamın sadece Aleviler'e değil her dinde ve mezhepten aydınlarımıza, Türkiye'nin aydınlık yarınlarına , Atatürk ilke ve devrimlerine karşı yapılmış bir bağnaz saldırıdır diye düşünüyorum.

Ne acıdır ki, bu katliamı gerçekleştirenler din adına yapmışlardır. Din adına insan yakmayı Ulvi bir görev bilenler!... Eğer bunların dinle, dindarlıkla bir alakaları olsaydı ki kesinlikle yok. Bu zulme yeltenmezlerdi zaten. Bu insanlık dışı katliamı gerçekleştirenler, kutsal dinimizi sadece paravan olarak kullanan kişilerdir. Allah ile aldatmanın en acımasız örnekleridir.

Gerçek Müslüman: Bir karıncayı bile incitmez.
Gerçek Müslüman Allah'tan korkar.
Gerçek Müslüman peygamberden korkar.
Gerçek Müslüman Allah'ın yarattığı tüm eserlere değer verir.. .
Söyler misiniz, hangi inançta, hangi kitapta insan yakmak var?...

Gözü dönmüş bir grup Cuma namazından sonra camiden çıkarak, etkinliklerin yapıldığı kültür merkezine doğru yürüyüş yaparak saldırıya geçerler.Yine ne acıdır ki, güvenlik güçlerinden herhangi bir müdahale ile karşılaşmazlar. Yürüyüşler ve saldırılar saat 13'ten itibaren giderek artar.
Saldırganların sayısı yaklaşık 15 bini bulur. Aydınların Madımak Oteli'nde olduğunu öğrenen saldırganlar otelin etrafını sarar.

Vatandaşlarının can ve mal güvenliğini korumakla mükellef olan devlet o gün nedense suskun kalmıştı, seyirci kalmıştı. Otel'in yakılışına çok kısa bir süre önce gelen ve oteldekilerin güvenliğini sağlamak için Otelin önüne iki cemse Jandarma ile gelen il Alay Komutanı, saldırganların , "En büyük asker bizim asker, asker Moskova'ya sloganları üzerine kenara çekilir. Bu esnada yakmaya başlarlar.

Gözü dönmüş bu saldırganlar ,"Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak. Kahrolsun laik devlet"
bu sloganlar Sivas katliamının gerçek amacını ortaya koymaktadır. Bu sloganlar Cumhuriyet karşıtlığının vurgulanmasıydı , şeriat devleti kurma özleminin dışavurumuydu aynı zamanda.....

Dönemin, gerek Sivas'ta görevde olan bürokratlar ( Vali ,Belediye Başkanı , Emniyet Müdürü vs.) Ve gerekse o dönemin hükümeti (Cumhurbaşkanı Başbakan , İçişleri Bakanı ,Emniyet Genel Müdürü, Genel Kurmay Komutanı vs. ) hakkında sorumluluklarının geriği için herhangi bir işlem yapılmamıştır.
Bu utanç yetmiyormuş gibi , ülkeyi yöneten ve yönetme merciinde olanların katliamdan sonra söyledikleri sözler kabul edilir gibi değil.

Tansu ÇİLLER : Otelin içinde çaresizlik içinde yanan insanların çığlıklarını işitmeden,
"Çok şükür, dışarıdaki yurttaşlarımıza bir şey olmadı demesi...

Bu kadar ölü Futbol maçında da oluyor diyen Mesut YILMAZ,
Gazanız mübarek oldu diyen Temel KARAMOLLAOĞLU ve bu katliamı gerçekleştirenlerin avukatlığını yapan Şevket KAZAN...

Aklıma, Fransız Matematikçi, Fizikçi, Filozof ve bir yazar olan Blaise Pascal'ın (1623 -6662 ) şu ünlü sözü geldi .

"Hıristiyanlığın bir savunusunu yapmayı amaçlayacak kadar dindar olmasına karşın, Dinsel inançlara sığınma dıkça, insan kötülüğü böylesine zevkle ve acımasızca asla yapamaz "demişti. Yorumu siz okuyucularıma bırakıyorum!....

Her olayı kendinden ayrı değerlendiren toplumlar, ülkeler içine düştükleri tehlikeyi göremezler. Bugün şu gerçeği hep birlikte görmeliyiz.

Alevi dedik, Sünni dedik,
Kürt dedik, Türk dedik,
Sağ dedik, Sol dedik,
Laik dedik , anti laik dedik. Kimi zaman öldük, kimi zaman öldürüldük . Ama kim kaybetti ?....
Sadece ülkemiz kaybetti.

Farklılıklarımızla beraber bu güzelim coğrafyada ortak paydada buluşup, dostça kardeşçe yaşayabiliriz. Dış güçlerin oyunlarına gelerek kendi içimizde parçalanmalara, bölünmelere asla ve asla İzin vermeyelim. Bakın Nesimi Çimen ne güzel söylemiş,

"Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
Barış güvercini uçsun dünyada
Yok olsun kötülük düşmanlık ölsün
Barış güvercini uçsun dünyada"

2 Temmuz'da hayatlarını kaybeden tüm canlarımıza Allah'tan rahmet dilerken, Anadolu toprakları üzerinde ve dünyanın herhangi bir yerinde böyle katliamların yaşanmamasını diliyoruz.

Madımak'ta utanç alevlerinin yerine, ölenlerin anıtlarını dikmenin zamanı hala gelmedi mi ?....01. 07.2021
Fatma Ulubey
#SivasKatliamı2Temmuz1993
#UnutmadıkUnutturmayacağız