Sekiz yıllık eğitimin zorunlu hale getirilmesi bahanesi ile Anadolu Liseleri ile İmam-Hatip Liselerinin orta kısımlarının, Kur'an Kurslarının ve Çıraklık okullarının kapatılması ve böylece bir velinin çocuğunu istediği okulda okutma özgürlüğünün elinden alınıp, en temel insanlık hakkı olan eğitim hakkının engellenmesidir.
İnancının gereği olarak başını örten binlerce kız öğrencinin, kılık kıyafet yönetmeliği çarpıtılarak veya yanlı yorumlanarak okullardan ve üniversitelerden atılmaları ve en temel anayasal hak olan eğitim hakkından mahrum edilmeleridir.
İmam Hatip Liselerinden mezun başarılı öğrencilerin eşit şartlarda üniversitelere girmelerine engel olmaktır.
Kendi okullarını bile sınıf ayırımına tabi tutarak İlahiyat Fakültesi mezunlarının öğretmenlik haklarının ellerinden alınması, uluslararası birçok okulun özellikle İslam ülkeleri üniversitelerinden mezun 0lanların denklik belgelerinin iptal edilerek, kamuda çalışanların görevlerine son verilmesi, doçentlik seviyesine çıkmış bilim adamlarının lise mezunu statüsüne getirilmesidir.
Sadece dini değerlere bağlı olduğu için yüzlerce kamu çalışanının açığa alınması, uydurma gerekçelerle görevden alınması veya sürgün edilmesidir.
Düşüncesinden dolayı yüzlerce şair, yazar ve bilim adamının mahkûm edilmesidir.
Düşüncesini ifade ettiği için halk tarafından seçilmiş ve bütün bir milletin gönlünde taht kurmuş şahsiyetlerin mahkûm edilerek seçmenin seçme özgürlüğüne ipotek konmasıdır.
Halkın kendi paraları ile yaptırdığı camilerin bile yapımının izne bağlanarak istediği yerde ibadet etme özgürlüğünün elinden alınmasıdır.
Sermayenin yeşil, kırmızı diye renklere ayrılarak binlerce insanı istihdam eden Anadolu’daki müteşebbislerin baskı altına alınması ve teşebbüs özgürlüğünün engellenmesi, tek tip insan, tek tip sermaye isteği doğrultusunda Anadolu’nun bağrından çıkmış müteşebbislerin gece baskınlarıyla birer terörist gibi evlerinden alınarak mahkûm edilmesidir.
Binlerce dönümlük orman arazilerinin holdinglere peşkeş çekilerek orman katliamı yapılması, bunu yapmak için de Bizans oyunları ile Sarıyer arazilerinin 8100 hektarlık bölümünün Sarıyer ve Büyükşehir Belediyelerinden alınarak Bahçeköy Belde Belediyesine devredilmesi, insanların temiz bir çevrede yaşama hakkının bile çok görülmesidir.
İnanç değerlerine saygılı olan ve inancını yaşamak isteyen halkına "YARASA" diyerek hakaret eden, yönettiği halkı gerici, çağdaş diye kamplara bölmek isteyen ve toplumsal gerginliği artıran postal yalayıcılarının egemenliğidir.
Milleti, cumhuriyet yanlıları ve karşıtları, irticacılar ve çağdaşlar, dinciler ve ilericiler gibi sınıflara ayırarak yapay bir çatışma başlatmak ve bundan siyasi rant elde etmektir.
Çağdaş bir toplum hedeflemek bahanesi ile milletin temel değerlerine topyekûn savaş açmak, kendisine dayatılanları topluma zorla kabul ettirmek için kültürel dokuları tahrip etmek ve imtiyazlı sınıflar oluşturmaktır.
Demirperde ülkelerini aratmayacak şekilde toplumun her ferdini ve her kurumunu incelemeye alıp fişlemektir.
Dünya hızla sivilleşmeye ve yerelleşmeye giderken BÇG ve BTK gibi özel istihbarat ve fişleme servislerini devreye sokmak ve sivil toplum örgütleri ile kamu personelini takibe almaktır.
Çetelerle ve mafya ile otel lobilerinde, özel konutlarda, bakanlıklarda pazarlıklar yapmaktır.
Başa gelir gelmez medya patronlarını ziyaret ederek bir gazetenin 5.5 trilyonluk vergi borcunu kapatarak, bir başka gazeteye 918 milyon dolarlık teşvik kredisi vermek, kartel medyasının 100 milyar dolarlık teminatlarını iade etmek, yan kuruluşlarına da sonuçları önceden belli ihalelerle trilyonlarca kaynak aktarmak, vekil transferlerinde önemli görev icra ettiği iddia edilen holdinge 525 trilyonluk tank ihalesi vermektir.
Trilyonlar değerindeki İzmit Seka arazisini malum Holdinge bedava tahsis etmektir.
Holdinglere bu şekilde büyük avantajlar sağlanırken orta ve dar gelirli mükelleflerin vergi yükünü artırmak, küçük çiftçiye uygulanan vergi muafiyetini kaldırmaktır.
Dindar insanları kast ederek “İrtica PKK’dan daha tehlikelidir” demektir.
Tanklarla “Rejime ince ayar” vermektir.
Şu andaki cumhurbaşkanı için “Artık muhtar bile olamaz” diye manşet atmaktır.
Milli Eğitimin kitaplarındaki bir şiiri okuduğu için İstanbul belediye başkanının görevine son vermek ve hapisle cezalandırmaktır.
Postallı erkanın “Gerekirse silah bile kullanırız” diyerek hükümeti ve halkı tehdit etmektir.
Devlete ait 267 milyar doları bir gecede iç etmektir.
Ve daha nelere nelerdir….