Dağlardaki beyaz örtünün erimesiyle birlikte, vadilerden başlayarak göğe doğru uzanan kardelenlerin veda yolculuğunun akabinde, nöbet devri misali, doğayı süsleme görevini diğer çiçekler devralır.
Başta Ters Lale olmak üzere, adını zikredemediğimiz sayısız çiçek türleri belirir doğanın şefkatli koynunda.
Mart ayının ikinci haftasından itibaren vadiler, dağlar Ters Lale’nin muazzam güzelliği ile süslenir.
Adıyaman’ımızın kuzeyindeki uçsuz bucaksız dağlarında yetişen Ters Lale, dünyanın en nadide çiçeklerindendir.
Bu önemli doğa harikasının sarı, açık kırmızı ve koyu kırmızı olmak üzere üç ayrı rengi bulunmaktadır.
Göz kamaştırıcı rengi ile, kadife hassaslığındaki çiçeği ile, estetik görünümlü tersliği ile olağanüstü bir doğa harikasıdır...
Ters Lale, doğal ve farklı görüntüsü ile diğer lalelerden daha gösterişlidir. Göz kamaştırıcı renklerine yakından bakıldığında, muazzam bir doğa harikası olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır.
Kimisi; sabah çiçeklerinden gözyaşı damlası gibi berrak su damlattığı için, adına; “Ağlayan Lale” der.
Kimisi de, Hz. İsa çarmıha gerilince Meryem Ana’nın gözyaşlarından yere akan damlalarla yetiştiğine inanır, bu vesileyle “Ağlayan Gelin” olarak adlandırır…
Ters Lale, aynı zamanda Hristiyanlar tarafından kutsal çiçek olarak bilinmektedir.
Bir efsaneye göre Edirne ilimizde bulunan ve mimari açıdan bir şaheser olan Selimiye Camii’nin yapılacağı alan, bir bayana ait lale bahçesidir. Mimar Sinan eserini burada yapmak istediğini padişaha bildirir.
Lakin bayan bahçesini vermek istemez. Israrlar sonucu bayan, “Eğer eserde benden bir hatıra olursa bahçemi vereceğim” der.
Bunun üzerine Mimar Sinan, müezzinler mahfelindeki mermer ayağa Ters Lale’yi işlemiştir.
Yoğunlukla Gerger, Sincik ve Çelikhan ilçelerimizin yüksek dağlarında doğal olarak yetişen Ters Lale motifleri, günümüzde genç kızların çeyizlerine işlenmiş olarak da karşımıza çıkmaktadır.
Ünlü halk ozanı Aşık Veysel de bir türküde lale için şu cümleleri telaffuz eder:
“Lale der ki; ey Allah’ım benim boynum neden eğri?
Yardan ayrı düştüm gayrı, benden ala çiçek var mı..?”
Hatta Ters Lale’nin güzelliği, narinliği sadece Aşık Veysel’in türküsüne değil, çok sayıda hikâye, şarkı ve türküye konu olmuştur.
Ters Lale’nin her dalında genellikle dört veya altı adet çiçek açar. Çok nadir de olsa bazen çiçek sayısı yirmiyi bulur.
Boyu 60 ile 80’cm uzunluğundadır. 1400 ile 2800 rakımlı dağlarda ve belirli bölgelerde yetişen lalenin, seyrine doyum olmaz.
Bu muhteşem doğa harikasının Adıyaman’da yetişiyor olmasına rağmen, Adıyaman dışında neredeyse tüm iller sahiplenmeye çalışmaktadır.
Avrupa’nın birçok ülkesine ve ülkemizin bazı bölgelerine götürülen Ters Lale, süs bitkisi, kozmetik alanı ve ilaç sanayisinde de kullanılmaktadır.
Almış olduğumuz duyumlara göre, Elazığ gibi bazı illerde lalenin yetişmiyor olmasına rağmen, Ters Lale adı altında şenlikler düzenlenmektedir.
Şimdi sormak istiyorum: Sincik, Gerger ve Çelikhan ilçelerimize özgü olan bu doğa harikası, neden Adıyaman için bir marka, bir simge haline getirilmesin?
Neden Adıyaman’da değil de, başka illerde Ters Lale şenlikleri düzenlensin?
Neden Adıyaman’ın girişinde bir Ters Lale heykeli şehrimize gelenleri karşılamasın?
Neden Adıyaman’ın çeşitli değerlerine bizler değil, başkaları sahiplensin?
Olağanüstü bir güzelliğe sahip olan bu endemik çiçeğe, mutlaka sahip çıkmalıyız.
Göz kamaştırıcı bu narin çiçeğe sahip çıkarsak, Adıyaman için önemli bir kazanım olacağı kanaatindeyim.
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
Bilal KARADAĞ