Bu hafta sonu, (28.02.2014-Cuma) Adıyaman genç İmam hatipliler Platformu-AGİP’in katkılarıyla güzel bir konferansa şahitlik ettik. Henüz kurulmuş olan AGİP, platform olarak kendileri ifade etme, kamuoyuna tanıtma adına, gerçekten konusunda uzman, bilgi, birikim ve tecrübesinin en üst seviyede olduğu, Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak’ı Adıyaman’a getirerek büyük bir takdir kazandılar.
Adıyaman Türkiye Petrolleri Konferans salonunda halka hitap eden Dilipak, coştukça coştu, coştukça Adıyamanlıları da coşturdu.
Konferans salonuna sığmayan dinleyiciler, salon dışında dinlemek zorunda kaldılar.500 kişilik salondaki koltuklar dolunca, dinleyiciler salonda boş buldukları her yere oturmaya başladılar, yetmedi dışarıda dinlemek için ayakta beklemek zorunda kaldılar. Hemen her kesimden dinleyicinin iştirak ettiği Dilipak konferansında, Adıyamanlıların bu konuda ne kadar da bilgiye aç oldukları bir kez daha ortaya çıktı. Aynı zamanda daha büyük bir konferans salonuna olan ihtiyaç bir kez daha hâsıl oldu. Eminim ki AGİP mütevelli heyeti olarak ve Genç İmam Hatipli kardeşlerimiz de bu kadar ilgi, bu kadar kalabalık bir seyirci kitlesi olabileceğini tahmin edememişlerdir.
Ömrü boyunca sayısız badireler atlatmış, birçok darbenin kıyısından, köşesinden etkilenmiş bir mağdur olarak, hayatından kesitler sunarken; insanların büyük beğenisini ve takdirini kazandı. Zaten fikri, zikri, dünya görüşü ve hayat felsefesi belli olan, böylesine donanımlı ve deneyimli bir gazeteci, yazar olunca ve bu yazar da Abdurrahman Dilipak olunca; etkilenmemek, pürdikkat anlatılanlara kulak vermemek mümkün değildi.
“28 Şubat Post Modern Darbe ”si hakkındaki bildiklerini dinleyicilere aktarırken ki o hitabet şekline, bütün dinleyiciler pürdikkat kesildiler. “Darbelerin Yıldönümünde, Darbelere Sessiz Kalmayalım” sloganı ile gerçekleştirilen konferansta; emperyalist güçlerin dünyanın dört kıtasındaki devletlerinde yaşayanların insanî hak ve özgürlüklerini nasıl sömürdüklerini, yönetim aşamasında dini, mezhebi, etnik kimliği, felsefi, ideolojik ve politik farklılıkları nasıl kullandığını ifade eden Dilipak’ın akıcı ve ikna edici hitabet şekli dudak uçuklatır cinstendi. Darbelerin hazırlık aşamasında yapılanları, yaklaşık 300 yıl öncesine dayandırarak, dünyanın geçmiş panoramasını, dünya haritası üzerinden anlatımı; Dilipak’ı yeni dinleyenler için çok ilgi çekici olduğu/geldiği ve insanlar üzerindeki etkisi hissediliyordu. Yakın zaman Türkiye’sinde, darbelere nasıl zemin hazırlandığını, çeşitli örneklemeler yaparak, haklı ve geçerli sebeplerle desteklemesindeki mahareti; kimi zaman dinleyicilere dudak büktürüyor, kimi zaman da “vay be!” dedirtecek cinsten hayranlıkla hayret uyandırıyordu.
Dilipak’ın konuşmalarının ilerleyen saatlerdeki bir takım yerlere verdiği ince mesajlar ve dürtükleyici nüanslarıyla, münferit ayrılmalar olduysa da, dinleyici çoğunluğu dinlemekten ve bakmaktan gözlerini alamıyorlardı. Dinleyicilerin beyinlerine ve gönüllerine istediklerini zerk etmenin heyecanıyla, ses tonunu kullanmasında ki o mahareti, ilerleyen yaşına rağmen takdir edilecek nitelikteydi. Dolaylı olarak verdiği mesajlardaki inceliği ve kesinliği, birazcık konsantrasyonunu kaybetmeyen her dinleyicinin anlayacağı ve anlarken de şimdiye kadar hiç duymadığı, kimsenin anlatmadığı bir biçimde, âdeta beyin fırtınası içerisinde gelgitler yaşatıyordu. Hakikaten konuya olan hâkimiyeti ve bildikleri tecrübeyle sakıt olan engin bilgi birikimi, insanların hayreti içerisinde zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacak şekilde, akıp gidiyordu.
Dilipak, yapılan darbelerde; kimi insanların nasıl kullanıldığını, kimi insanların nasıl mağdur edildiğiyle ilgili çok çarpıcı ve enteresan bilgiler aktarıyordu
Artan ve eksilen son tonundaki hitabetiyle, onlarca konuyu birbirine bağlayarak çizmiş olduğu tablodan etkilenmemek ve hayret etmemek mümkün değildi. Anlattıklarını kimi zaman, ayetlerle ve hadislerle katiyetini sağlıyordu.
Konferans en can alıcı söylemlerinden biri de, “ …darbeci zihniyetlerde, devletin toplumu olacak, toplumun devleti değil…” düşünce şekliydi. Yani “…hiçbir zihniyete sahip çıkmadan, kendi iradenize sahip çıkın, kendinize saygı duyun, sadece rabbinize kulluk edin…” diyordu.
Dinleyiciler kendilerini öyle kaptırmışlardı ki (naçizane ben de) zamanın nasıl geçtiğini farkında değillerdi. Dolu dolu geçen üç saatten fazla zamanın ardından, ancak kendilerine gelebiliyorlardı.
Konferansa gelenlerin belki duymak ve öğrenmek isteyip de duyamadıkları, anlayamadıkları kafalarına takılan birçok konuyu açıklığa kavuşturmuş olmanın hafifliğiyle, kendi aralarında yaptıkları kritiklerle ayrıldılar. Türkiye üzerinde oynanan oyunlarla ilgili olarak, gerçekten çok faydalı ve yararlı, bilgilendirici bir konferans olmuştu.
Bizleri bu konferans vesilesiyle Abdurrahman Dilipak bir deneyimli gazeteci yazarla buluşturmuş oldukları için; Adıyaman Genç İmam Hatipliler Platformu-AGİP’in değerli mütevelli heyeti adına Av.İshak Yılmaz ve yol arkadaşlarına teşekkür ediyor, inşallah yeni konferanslarda, yeni gazeteci ve yazarların sohbetlerinde buluşmak dileğiyle diyor teşekkür ediyorum.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artanqhotmail.com