Ah olabilseydi, neler istemezdim neler! Katlar, yatlar,bol bol kitaplar, huzur, sağlık, bilgi, seyahatler, güzel güzel giysiler, hayvanlar, bitkiler, insanlar, sıcak ilişkiler… Listeyi uzatırım da uzatırım.
Yalnızca bugün için, sahip olduklarıma şükrediyorum ve daha fazlasını da diliyorum. Ayak işlerini de yapmaya devam ediyorum. Öyle “ armut piş, ağzıma düş “ şeklinde hiçbir şeyin gerçekleşmediğini de biliyorum. En iyisi “de” leri fazla uzatmadan bir anekdotla sözü bağlayalım. Şöyle ki:
“Hükümet ricalinden biri, Napolyon Bonapart’ ın bir muharebesinde hatalı davrandığını göstermeye kalkışarak ve parmağını harita üzerinde gezdirerek;
"Önce şurasını almalıydınız. Sonra şuradan geçerek burasını fethetmeliydiniz, deyince; Bonapart şu karşılığı vermiş:
-Evet, oraları parmakla alınabilseydi, öyle yapardım.