Yukarda anlatılan hususları maddeler halinde tekrarlamak gerekirse:
1. Evde çocuk için özel bir alan belirlemelidir. Bu, imkânlar ölçüsünde ayrı bir oda olabileceği gibi bir mekânın ayrı bir bölümü de olabilir. Önemli olan çocuğun burada özel alanını koruma duygusu kazanmasıdır. Çocuk iki yaşından itibaren bu alanda kendisini tanımalı ve mahremiyet duygusu kazanarak vücudunun özel bölgelerinin saklanması ve başkalarınca dokunulmaması gerektiğini kavramalıdır.
Ayrıca ailede anne ve baba ile diğer aile fertlerinin de özel alanlarına çocuğun izinsiz girmemesi gerektiği kavratılmalıdır.
İlkokula başlayan çocuk için özel eşyalarını koyacağı sepet vb şeyler hazırlanmalı, çocuk gerekli gördüğü özel eşyalarını buraya koymalıdır. Ancak anne veya baba bunlara izin alarak dokunursa çocukta özel alan düşüncesi yerleşmiş olacak, kendisi de başkalarının özel eşyalarına izinsiz dokunmayacaktır.
2. Başkalarının odalarına izin alarak girmek gerektiği öğretilmelidir. Bunun için diğer aile fertleri çocuğun odasına girmek istediklerinde kapıyı çalarak izin istemeli ve böylece onun da bu davranışı kazanması sağlanmalıdır.
3. Tuvalet adabı öğretilirken tuvalete girme, tuvalette yalnız olma, başkasının görmeyeceği şeklinde tuvaletini yapma ve tuvaletten sonra kendi temizliğini ve tuvaletin temizliğini yapma, tuvalete girince ve çıkınca tuvaletin kapısını kapalı tutma davranışı küçük yaştan itibaren kazandırılmalıdır. Çocuk lazımlık kullanıyorsa tuvalet veya banyo gibi kapalı bir alan kullanılmalıdır.
4. Özel alanlara saygılı olma küçük yaşlardan itibaren verilir. Bunun için çocuğun üstü başkalarının yanında değiştirilmemelidir. Mahremiyet duygusunun verilmesi açısından dört yaşından itibaren onları iç çamaşırları ile yıkamalı, iç çamaşırlarını çıkarırken özel alanlarına bakılmaması ve utanma duygusu vermek amacıyla yüzümüzü çevirmeli veya gözlerimizi kapatmalı ve bunu çocuğa hissettirmeliyiz. Yedi yaşından itibaren de çocuk mahrem yerlerini başkalarına göstermeden kendisi tek başına yıkanmalı; yardıma ihtiyaç duyduğu takdirde de mahrem yerleri kapalı olarak ona yardım edilmelidir. Mahrem yerlerini de mutlaka başkası görmeden kendisi yıkamalıdır. Aile bireyleri de bu konularda çocuğa örnek olmalı, onların yanında soyunup giyinmemelidirler.
5. Bazı ailelerde ne yazık ki bebeğin hatta çocuğun cinsel organları sevgi ve şaka objesi olarak görülmektedir. Son derece yanlış olan bu davranışlar mahremiyet eğitimi ve cinsel kimlik gelişimi bakımından asla doğru değildir. Çocuğun bezini değiştirirken, pudralarken veya pişik ilaçları sürerken başkaları görmemeli ve süre kısa tutulmalıdır.
6. Yukardaki bölümlerde de anlatıldığı gibi en geç iki yaşından itibaren çocuğun yatacağı mekân anne ve babasının yattığı yerin dışında olmalıdır. Ancak bazı çocuklar yalnızlıktan ve karanlıktan korktukları için uyuduktan sonra odalarına veya yatacakları mekânlara götürülmeli, odada loş bir ışık açık bulundurulmalıdır.
7. Belli yaşlardan itibaren kız ve erkek çocukların yatakları en geç ilkokul çağında mutlaka ayrılmalıdır. İmkân varsa ayrı odalarda yatırılmalıdır. Yeterli oda yoksa oturma odası gibi herhangi bir mekânın bir bölümü çocuğun yatması için düzenlenebilir. Her çocuğa özel eşyalarını koyabilmeleri için onlara özel dolap, sepet, divan gibi imkânlar oluşturulmalıdır.
8. Uygunsuz görüntü ve mahremiyet ihlallerine, diğer aile fertleri tepkilerini belli ettikleri takdirde çocuklar bu tepkileri model alarak kendileri de tepki göstermeyi öğreneceklerdir. Televizyon, gazete dergi ve sosyal medyada mahremiyet ihlali ile ilgili bir görüntü karşısında, bakışlarını çevirmek, yüzünü ekşitmek veya sözlü tepki vermek çok önemlidir. Aksi halde çocuk bu görüntüleri kanıksayıp benimseyecek ve normal görecektir.