AİLELERİMİZ ŞİDDETİ DURDURUYOR

Abone Ol

Son zamanlarda kadınlara yönelik şiddet olaylarının artması da göstermektedir ki ;ailenin, çocukların alması gereken eğitim ve öğretime yeterince katkı sunamaması doğru karar verememe, aldığı kararları uygulayamama, çocukların ebeveyn, ebeveynlerin çocuk yerine geçmesi, empatiden uzak rolleri değişmesi neticesinde bu olumsuz tabloların ortaya çıkması kaçınılmaz gibi gözüküyor. Bu durum aile eğitimlerinin sıklaştırılması amacını doğuruyor kanaatindeyim.

Ailede başlayan eğitim, öğrenci büyüdükçe kapsamlı ve planlı bir şekilde bireyi etkilemeye devam eder. Öğrenci kötü davranışsal özelliklerini okulda çevresine göstermeye başlamış ise ailevi yaşamında bir sorunla yüz yüze kaldığı düşünülebilmektedir. Bu iletişimin sağlıklı devamlılığı için mutlaka karşılıklı saygı, sevgi, hoşgörü ve anlayış olması gerekmektedir. Eğer bir saygı eksikliği söz konusu ise bu çoğunlukla iletişim eksikliğinden kaynaklanmaktadır (Epstein, 1995).

Yaklaşık otuz yıllık, öğretmenlik, idarecilik ve yöneticilik tecrübelerimle vermeye çalıştığım aile eğitimi kursları neticesinde; ebeveyn, öğrenci, uzmanlardan derlediğim görüşler: Eğitim ailede başlıyor fakat devamlılığı ve sürdürülebilirliği noktasında aile eksik kalıyor. Marangoz olabilmek için bile çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemi varken, anne baba olurken çocuk sahibi olur olmaz usta olarak işe başlıyoruz. Edinilmiş tecrübeler, kulaktan dolma bilgileri de bir kenara atıp kendi ustalığımızı çocukta göstermeye çalışıyoruz. Zaman içerisin de bu durum; ekonomik sebeplerden, aile içi iletişimsizlikten, çocuk yetiştirme anlayışının farklılaşmasından, pandeminin tahribatından, depremin yıkımından çok fazla etkilenen ailelerin çocuk eğitiminde eksik kaldığı gerçeğini de gözler önüne seriyor.

Bu süreç içerisinde elde ettiğim bulgular gösteriyor ki; Aile eğitimleri yaygınlaştırılmalı. Öğretmenlerle beraber konusunda uzman, meslek dallarına ait bireylerin uzmanlık alanlarına göre, öğrencilere ve ailelerine; örneğin beslenme ile doğru gerçekleri gerçek bir diyetisyen bakış açısıyla; toplumda uyulması gereken kuralların ve davranışların hatırlatılması açısından bir sosyologdan; saygı ve sevgi kavramının değerliliğini gösterilmesi açısından bir din görevlisinden dini gerçekler üzerinde durarak verilen eğitim toplantıları oldukça başarılı sonuçlar vermiştir. Geri dönütleri de o kadar heyecan verici olmuştur. Aile çocuğu doğru yetiştirmeye katkı sunmadıkça, tek başına okul yetersiz kalacaktır. Dolayısıyla hızlı, yerinde, etkili iletişim kurarak, hedef kitle üzerinde sürdürülebilir ve kalıcı sonuçlar almış olduğum bu eğitimlerle, öğrenci ve ailelerin tavırları üzerinde de pozitif yönde davranışsal katkılar sağladığımı ifade edebilmekteyim.