Yıllar yılı güvenli bir liman olma özelliğini kaybetmeyen altın, inişli, çıkışlı bir seyir izliyor. Görünün o ki ne kadar aşağı-yukarı keskin seyirler izlense de, hiçbir zaman altın mevcut vasfını ve takdirini, kıymetini kaybetmeyecektir. Altın yine güvenli bir liman olmaya devam edecektir.
Dünya ekonomisinin lokomotifi olan ülkelerde işsizlik artınca, belli başlı ülkelerin ekonomileri kötüye gittiğinde, yahut mevcut kötü ekonomilerin toparlanmasının hayli zaman alacağı anlaşıldıkça, farkına varıldıkça, savaşlar, bahar senaryoları, kaoslar, krizler konuşulduğu bir ortamda, küçük yatırımcıların, hatta büyük yatırımcıların da kaçacakları, sığınacakları tek liman, istisnasız her zaman altın olmuştur.
Altın fiyatlarının düştüğü bir an da, illa ki dünyanın sayılı şirketleri, altında vazgeçerek, alternatif olarak gördükleri farklı yatırım araçlarına yönelirler.
Ülkelerin ekonomilerinin tökezlemesi, uluslararası borç ödeme paritesinde yeterli likiditeyi sağlayamamaları nedeniyle, her ülkenin stokunda bulunan altın rezervleri veya stoklarını piyasayı sunmalarıyla altından kaçışlar olabilmektedir. Ne zaman ki piyasalarda olumlu veriler gelerek, iyimser bir havanın yakalanmış olduğunun anlaşılmasıyla veya bu konuda uzmanların olumlu yorumlamalarıyla tekrar toparlanma sürecine girebiliyor. Bu da spekülatörlerin ekmeğine yağ sürülmüş olmaktadır.
Kısa vadelerde ucuz alıp pahalıya satarak, piyasada bir dalgalanmaya sebep oluyorlar. Olan yine küçük yatırımcıya olmaktadır. Pahalı aldığı altını ani ve keskin düşüşlerle paniğe kapılması nedeniyle, kafasında “acaba”lar belirmekte, daha da aşağı düşebilir endişesiyle ellerinden çıkarma telâşı yaşıyorlar.
Krizler yaşanmayacağının anlaşılması üzerine, altın mevcut konumun üzerinde seyretmeye başlayınca; “atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor.” Spekülatörler çoktan piyasadaki altın ve altınla ölçülen fon gibi değerleri toplamışlardır bile.
Her zaman altta kalanın canı çıkıyor. Bu meydan, ayıların, tilkilerin, kurtların, pek tabi kuzuların bulunduğu bir meydandır. Bu işin erbapları, uzmanları bir şekilde kendilerini kurtarabiliyorlar. Çeşitli tahminci analistlerin söyledikleri, her şey yolunda gitse, hiçbir kriz yaşanmasa bile, yine de ülke merkez banklarının para basacağı bir dönemde olduğumuzdur. Hal böyle olunca zaman zaman keskin düşüşler ve çıkışlarla, altın tutarsız bir seyir izlese de, yine de altında kalınacak, yine de altın güvenli liman devam edecek ve mevcut kıymetini sürdürecektir.
Bazen soruyorlar; “Sizce altın düşer mi, çıkar mı? “diye. Aslında uzman veya ekonomist olmadığımız için, cevap vermek çok zor... Ancak, altınla ilgili yazılanlara baktığımızda; alınabileceği fikri hâsıl olmuş durumda. Altına ilgi duyanlar ve tabi fazla parası olanlar için al denilebilir ya da altın güvenli bir liman olarak görülebilir ve bir süre beklenilebilir.
Malum, dünyada altın var olduğundan bu yana, hiçbir zaman kıymetini ve özelliğini kaybetmemiş, her zaman güvenli bir yatırım aracı olarak insanların yaşamlarına refakat etmiştir.
Her şeyde bir risk olabileceği gibi, unutulmasın ki bir öneri ve öngörüdür sadece, altında da pekâlâ risk olabilir.
Fiyatların sürekli değiştiği bir ortamda, yönlendirmelere ve söylentiler fazla da itibar etmemek gerekir.
Her şeyde bir risk olabilir.
Risk almayanlar, bir şeye muvaffak olamazlar.
En iyi karar insanın kendisinin verdiği karardır.
Kar da olsa, zarar da olsa…
Kendi düşen ağlamıyor, nedense….
Başkalarının yaptıkları insanı perişan ediyor.
Kerim BAYDAK