Argos'a Mektup

Abone Ol

   

      Merhaba canım, seni çok özledim. Gözümün nuru, kokusuna kurban olduğum, kara koyunun ak kuzusu, nasıl gidiyor yaşam. İlk defa senden bu kadar uzun süre ayrı kaldım. Gözümde tütüyorsun inan. Artık her köşe başında yakaladığım köpeğe sarılır oldum. Öpüp koklarken onları, senden bir şeyler bulmaya çalışmak çok zoruma gidiyor. Neyse ki çok kirli olmadığınız sürece hepinizde var olan o yumuşaklık, o sıcaklık buradakilerde de sığındığım teselli kaynağım. Çok tatlı hayvanlarsınız kıl tüy tüccarları, sizi gidi sevimli yaratıklar.

     Argos, sen çok farklısın yaşamıma giren diğer köpeklerden. Şöyle ki diğerleri hep kapının dışında kalan, ötekileştirdiğim kapımızdaki köpekti sonuçta. Onları da çok sevdim, yitirdiğimde de çok acı çektim. Adlarını da belirterek onları da yaddetmek istiyorum, özellikle sana olan sevgimi daha da belirgin kılmak asıl amacım. Tabii senin üstünden kendimi paylaşmak kısmını saymazsak(!)

    Canım benim, benim ilk köpeğim Lara idi. Rahmetli babam ben ilkokuldayken getirmişti onu bana. Adını da babam koymuştu. Adını anımsayamadığım batı klasiklerinden bir romanın kadın kahramanının adıymış. Uzun yaşamadı Lara. Gözümün önünde döne döne öldü bitanem. Ben ölümün acısını, ölüm karşısındaki çaresizliğimi ilk Lara ile deneyimledim. Uzunca bir süre hiçbir hayvanı sahiplenmedim. Ta ki lise yıllarıma gelinceye kadar. Yine rahmetli babam bir yavru köpek getirdi bana. Adını bu sefer liseden arkadaşım Emir koydu. Adı Fifi oldu. Fakat aradan kısa bir süre geçti, ailem İzmir merkeze taşınma kararı aldı. Apartmanda sorun oldu Fifi. Rahmetli babam mecburen onu yakından tanıdığı, iyi bakılacağına inandığı bir aileye götürdü. İzmir dışında olduğu için ancak bir kere gidip Fifi’ yi görebildim. Yıllar sonra da bir trafik kazasında öldüğünü duydum. Sonraki yıllarda adını anabileceğim köpeklerimizden biri, kardeşim Özkan’ın köpeği Soylu (Asi ) dediğim iki adı olan köpekle uzun yıllar yaşadık. O da kapımızda son nefesini verdi yavrum. Son olarak da yine kardeşim Özkan’ın kızı Ece’ ye aldığı Dost var. Onu da maalesef apartmanda zorlandıkları için başka bir yere verdiler. Kardeşim ona bakmam için beni çok kandırmaya çalıştı, ama o dönem o gücü kendimde bulamadım. Nedense o konu da hala kendimi suçlu hissederim. Yaklaşık beş yıl önce de ben oğluma seni aldım. Şimdi hepsinde yaşadıklarımı seninle temize geçmek istiyorum.

     Öncelikle seni sen olduğun için seviyorum. Sen gerçekten özel bir köpeksin bunu farkındayım. Sonra sıralamak istiyorum seni sen olmanın dışında seni benim için özel yapanları. Yaklaşık beş yıldır hiç beklentisiz sevgini, sıcaklığını  benden esirgemedin. Yine bu süre zarfında yaşamla aramdaki oksijen tüpüm oldun, seninle bağlantı kurdum yaşamla. Yine biricik varlığım dediğim ve yine bende olanı kadarıyla bir ömür adadığım oğlumla ilişkimde tek tutunduğum dal oldun. Oğlumla aramızda konuşabildiğimiz tek konu sen oldun ve bugün için de öylesin. Onun için varlığına duacıyım. Nedenlerini şimdi sıralamak istemediğim bir sürü korkumun üzerine gitmemde bana güç verdin. Babaannen olmayı tercih etmem belki de hep bu yüzdendi. Sen bana nefes oldun, ses oldun, sessizliğime paydaş oldun, gözyaşlarıma mendil oldun. Koca dilinle gözyaşlarımı yalayışını unutmam mümkün mü? Sen cüssene yakışır kocaman bir yüreğe sahipsin. Seni gerçekten çok ama çok seviyorum.

    Canım benim baştan evin içinde bir köpekle birlikte yaşamak bana pek sıcak gelmese de, bugün zevkle anımsayacağım anılar biriktirdim sayende. En önemlisi hep ötekileştirdiğim diğer canlıların hangi formda olursa olsun aynı ruhu taşıdıklarına bir kez daha tanık oldum yakından. Hangi birini sayayım ki canım benim, sadece bir kez daha minnetim konuşuyor. İyi ki yaşamımdasın. Seni çok seviyorum ve çok özledim. En kısa zamanda sana sarılmak dileğiyle “tereyağı bulaşığı bal renkli” gözlüm. Hoşça ol!

Babaannen