Asıl baraj, siyasetsizliktir!

Abone Ol

           Bazı soruları doğrudan sormak yerine tersten sormayı seven bir milletiz. Bunlardan birisi de seçim barajının adaletsizliğidir. Kuşkusuz baraj, adaletsiz bir sistemdir ama tek başına adalet tesis etmeye yeter sebep değildir.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın siyasi çıkışlarından birisi de seçim barajıydı.

Önceki gün gündem, Haşim Kılıç’ın seçim barajıyla ilgili bireysel şikâyetleri dikkate alarak yaptığı açıklamaydı ama dün, bu açıklama yalanlandı ve o değerlendirmenin, gazetecinin kendi değerlendirmesi olduğunu söyledi.

Açıklamayı düzeltmeseydi, seçim barajının adaletsiz olduğuna inanacak ve 2015 seçiminde baraj olmadan seçime gideceğimizi düşünecektik.

Çünkü Anayasa Mahkemesi, 90 yıl sonra bir haksızlığın farkına varmıştı.

Henüz varmamıştı ama muhtemelen varacaktı, koskoca başkan yalan söyleyecek değildi ya…

Tabii bu arada hiç kimse Anayasa Mahkemesinin seçim barajını kaldırma yetkisi olup olmadığını sormadı.

Bir hak ihlalini tespit başkaydı, yasama yapmak çok daha başkaydı.

Siyasi Partiler ve seçim Kanununu değiştirmek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin göreviydi. Yani milletin vekilleri karar verecekti, yani adaletsizliği yaşayanlar, buna karar verecek olanlardı.

Ancak bizde “ben seçildim ya, gerisini boş ver” diyenler yüzünden Türkiye’de adaletli bir seçim sistemi gelmedi, daha özgür, daha sivil ve daha kapsayıcı bir anayasaya da kavuşamadı.

Baraj da bunlardan birisi…

Ancak baraj, sadece ülkemizde yok.

Almanya’da yüzde 5 seçim barajı var.

Avusturya’da yüzde 4 seçim barajıyla halk temsilcilerini belirliyor.

Hollanda’da bu oran çok daha düşük, 0,67…

İtalya’da da baraj, Avusturya gibi yüzde 4.

Yunanistan’da ise seçim barajı yüzde 3 olarak gerçekleşiyor.

En fazla baraj ise bizde; yüzde 10.

Bu oran, aynı zamanda adaletsiz bir temsil sistemini getiriyor.

Barajı geçemeyen siyasi partilerin vekillerinin bir kısmı, o bölgede barajı geçen diğer siyasi partinin kar hanesine yazılıyor ve “kendi temsilcisini belirlemek” için sandık başına giden vatandaşların iradesi, bir başka partide, bir başka vekilde hayat buluyor.

Doğrusu bu adaletsizdir.

Seçim barajı, mutlaka yüzde 5’e veya daha aşağı çekilmeli, herkes iradesini mecliste görebilmelidir.

Aslında seçim barajının temel mantığı, darbe dönemlerinde örülmüştür. Küçük küçük partilerin meclise girerek, her kafadan ses gelmesini ve “azınlık” diye tarif edilecek görüşlerin orada dillendirilmemesini esas alan bir mantığın ürünüdür.

Ama tek sorun bu mu?

Seçim barajı sıfıra inse, meclis tablosunun “ciddi” şekilde değişeceğini sanan mı var?

Eğer o görüşte olan varsa siyaseti bilmediği açıktır.

2015 seçiminde baraj sıfıra inse, ancak çok az sayıda bir değişim olacağına kuşku yok.

Kimi barajı bahane ederek siyaset yapıyor, kimi barajın getirdiğinden siyaset güdüyor ama baraj ortada olmayınca halk, kimi mecliste görmek istiyorsa ona destek olacak, kimi görmek istemiyorsa da onu göndermemek için çabalayacak.

Yani sadece çalışma alanı değişecek, sandığa yansıyan değil.

Bana göre ülkemizdeki tek sorun, seçim barajı sorunu değil, siyaset üretememe sorunudur.

AK Partinin 12 yıldır iktidarda kalmasının yegâne sebebi, alternatifsizliğidir.

Halka güven vermeyen, kendisini halka anlatamayan ve kabul ettiremeyen siyasi partilerin çizdiği zikzaklar da AK Partiyi iktidarda tutan yegâne sebeptir.

Tek parti döneminde açık oy, gizli tasnifle iktidar olmak kolay.

Zorbalıkla, tehditle, şantajla, silah zoruyla da iktidar olmak kolay.

Darbe döneminde yüzde 98’le kendi kendini seçtirmek de kolay.

Önemli olan koltuğa kurulmak değil zaten, halkın desteğiyle zirveye çıkmak ve orada kalabilmektir.

Siyaset üretemeyen, milletin ve ülkenin önünü tıkayan, karanlık odaklarla işbirliğine giden, sokakları savaş alanına çeviren, insanların özgürlüğünü elinden alan, iktidar olmak için terör örgütlerine iş veren zihniyetleri, bu halk iktidarda ne kadar görmek isterse, baraj sıfırlandığında da o kadar görmek ister.

Siyasi partiler, sadece kendi tabanından oy aldığı müddetçe iktidar olma şansı yakalayamaz.

Bütün kesimlerden oy almak, halkın hiç değilse yarısına kendini doğru anlatmak ama tamamına hizmeti esas almak, siyasi partilerin olmazsa olmazı olmalıdır…

Bir başka deyişle de barajı bahane ederek sandığa gitmek kolay ama unutulmasın ki, asıl baraj, siyasetsizliktir!

 

Tweetimden seçmeler

Aslan parçası geziciler, ağaç kesmek CHP’li belediyelerin en temel görevi mi ve bu görev onların asil kanında mı gizli ki, sesiniz çıkmıyor!