Yazı yazma olayı başlı başına bir iştir, bir meşgaledir. Yazmak, zaman ister, sabır ister, tahammül ister, özveri ister. Kurgulama, hayal gücü ister. Tüm bunlara sahipsen, ancak yazı yazabilirsiniz. Hele yazı yazdığın Roman gibi bir alansa, işte o zaman işiniz daha da zor. Çünkü roman yazabilmek, başlı başına bir zahmettir, maharettir.
Hey yaştan ve her meslekten yazı yazanların olabildiği gibi, genç-yaşlı, kadın-erkek her insanın içinde yazma arzu ve isteği varsa, kurgulama bilgi ve becerisi de mevcutsa, rahatlıkla herkesin okuyabileceği tarzda eserler ortaya koyabilir.
Kimileri kahve köşelerinde, “al kızı, ver papazı” diyerek tüm gününü geçirirken, kimileri de en ağır işte çalışırken bile muntazam eserler ortaya çıkarabiliyor.
Tıpkı yukarıda da adını zikrettiğimiz “ASKERİ FİRAR” gibi.
Adı Hacı Yusuf DOĞAN, yüreği kıpır kıpır olan Adıyamanlı bir insan… Henüz yazarlık serüvenine girişen, yazma sevdalısı güzel bir insan. Sürekli bir şeyler yazabilmeyi kendisine dert edinen idealist biri.
Ortaokul mezunu. Genç yaşında okula gitmekten kopan, ama hiçbir zaman okuma şevkini ve heyecanını kaybetmeyen, sürekli kitaplar okuyarak kendisini 263 sayfa yazdıracak kadar geliştiren bir yazı dostu.
Serbest iş hayatına atılan Hacı Yusuf DOĞAN, çok yönlü bir kardeşimiz. Şiir yazıyor, hikâye yazıyor. Şimdi de imza günü de düzenleyeceği “ASKERİ FİRAR” adlı romanı yazmış. Henüz yazma aşamasında olduğunu bildiğim bir romanının daha olduğu, amatör olarak resimle ilgilendiği ve tabloları olduğu, aynı zamanda da fırıncılık yaptığı çok yönlü biri.
“ASKERİ FİRAR” ı okuduğunuzda, özellikle fırıncılıkla iştigal eden birinin elinizdeki kitabı nasıl yazdığına inanamayacak ve şaşıracağınız kanaatindeyim.
Gece geç vakitlere kadar fırında çalışmak zorunda olan DOĞAN, fırsat bulduğu kısacık zamanlarda da yazma işine devam ederek, 263 sayfalık “ASKERİ FİRAR” isimli okunası bir romanı “Bengisu” yayınlarından yayınlatmış bulunmaktadır.
Kitabın arka kapağında “Sıradan gözüken bir sevk işleminde her şey yolundan çıkıyor. Firar, gizli kalmış pek çok gerçeği gün yüzüne çıkarıyor! Aslında bu firarda hiç bir şey, göründüğü gibi değil… Tezkeresine dört gün kalmış bir çavuş ve sürprizlerle dolu bir er. Çavuş, dönüşü olmayan bir yola girmiş… Firarın kahramanı Tekin’in içinde iki karakter var, biri sakin, saf ve güvenilir, diğeri bir katil kadar soğukkanlı ve tehlikeli. Çavuşun merakı ve zekâsı gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor… Kin ve nefretle yoğrulmuş ve iç içe girmiş duygular anaforu! Tekin’in hikâyesini okurken, kendinizi bir duygu fırtınasında bulacaksınız… Heyecanın ve tutkunun meraklı yolculuğuna hazır mısınız?” yazısı, kitabın içeriğini tamamen yansıtmaktadır.
Kitaptaki en ilginç olan konu da, olayların başladığı noktadan sonra meydana gelen gelişmelerin, birkaç gün sonra, yine aynı noktada sonlanıyor olması. Dolu dolu duygu yoğunluğunun yaşandığı bir kitap…
Tamamen askerde geçen olayların yansıtıldığı (askerlik yapanlar bilir) bir askerin sevki esnasında bir çavuş, bir er ve bir firari er üçlemesiyle devam eden olayları heyecanla okuyabilirsiniz.
Ortaokul mezunu olan birinin, böylesine uzun bir kurgulamayla, konudan kopmadan, betimlemelerde, senaryoda ve kurgulamada en ufak ayrıntıyı bile gözden kaçırmadan, yerli yerine oturttuğu kitabında, şaşılası ve takdir edilesi, saf, bakir tarzda bir eser çıkarmış ortaya.
Çocuğu gibi koruduğu ve kolladığı romanını, daha taslak halindeyken bile gözü gibi herkesten sakınıyordu. İlk kitabını imzalayarak bana verdiği zaman, o gözlerindeki ışıltıyı ve sevinçten oluşan o pırıltıyı görmek gerekti. İlk göz ağrısı, ilk tatlı heyecan, kendisin de bir kitap sahibi olmanın vermiş o haz, mutluluk ve sevinç, hakikaten insanı gururlandırıyordu. Belki hayal bile edemediği bir durumda bulunduğu için, kendince haklı bir gurur yaşıyordu.
Fırıncılıkla nafakasını kazanmaya çalışan DOĞAN, “ASKERİ FİRAR” romanıyla edebiyat dünyasına adım atmış oldu. Ancak “hayırlı olsun!” diyebiliriz. İnşallah “ADENYA” adlı ikinci aşk romanı da daha güzel, akıcı ve sürükleyici olacaktır eminim.
Hem ortaokul mezunu, hem fırıncılık yapıp da böylesine bir roman çıkardığı ve kitapseverlerle buluşturduğu için, kendi adıma HACI Yusuf DOĞAN’ı canı gönülden kutluyorum.
Yarın (05.06.2013) Adıyaman İl Halk Kütüphanesinde saat 12’de yapılacak olan kitap tanıtımı ve imza gününde yanında olacağım. Tekrar tebrik ediyor ve canı gönülden kutluyorum.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com