Tam da 1938 yılında bugün, tam da saat dokuzu dört geçse ve beş geçemeden duruverse.. Tam da güneş aynı yerinden bu kez hiç batmamacasına doğuverse..
Şanlıyız bence. Liderlerin en büyüğüne sahip olduk ve en şanslılar onun döneminde yaşayıp, onu tanıyanlar olsa da; bizler de en az onlar kadar şanlıyız ki, gurur duyuyoruz geçmişe baktığımızda..
Her şeyden önce ben şuan da tam da Ata'mın öldüğü günde, yazabiliyorsam alıp kalemi elime, sevgimi paylaşabiliyorsam benimle aynı düşünen ya da düşünmeyen herkesle, zamanı gelince gidip sandık başına, verebiliyorsam oyumu istediğim lidere, canım istediğinde istediğimi giyebiliyor ve istemediğimi hiç görmüyorsam, kocamın yanında benim de haklarım varsa, ister şapka takıyor istersem saçımı kapatıyor ve yine istersem açıyorsam, özgürce ben de hakkımı savunuyor ve kendimi ifade edebiliyorsam ne mutlu bana..
Ne mutlu Ata'm gibi bir geçmişe sahip olan Türk insanına.
Borçluyuz.. Bastığımız topraklardan, sahip olduğumuz haklara kadar. Borçluyum.. Yazdığım yazıdan, konuştuğum ortama kadar.
Yazılacak çok şey var aslında, susulan bir çok şeyin yanında.. Ama anlatılmaz olunca duygular, kalem de bir yere kadar..
Bugün bir değişiklik yapalım. Ata'mın resmiyle donatılmış her yere bakalım.. Mavi gözlerinin en belirgin olduğu yerde duralım. Gözlerinin içinde kendimizi arayalım ve bulunca bugün sadece Ata'm için gülümseyelim hayata..
Hoşça, dostça, Atatürk'le kalın..