Sustuğumuz ne çok şey var aslında değil mi? Avaz avaz bağırmak isteyip de içimize attığımız... Belki korkudan, belki sevgiden, belki kırmamak için...
İçimizde biriktirdiğimiz herşey, sadece kendimize kaldığında, zaman ilerledikçe kocaman bir dağa dönüşüverir de biz o dağı aşamayacak durumda olduğumuzu nice sonra fark ederiz. İlmek ilmek örülür kendimize sakladıklarımız ve o ilmeklerin arasında sıkışır kalırız..
Susmayın!. İçinizde sizi üzen, kemiren, kızdıran, sevindiren, mutlu eden ne varsa kime söylemeniz gerekiyorsa söyleyin.. Hafiflediğinizi göreceksiniz..
Aslında seni çok seviyorum ama içimde yaşıyorum.. Hiç inandırıcı değil, değil mi? Seviyorsanız söyleyin.. Nasıl sevdiğinizi tariflemenize gerek yok. Söyleyin yeter.. Belki de karşınızdakinin ihtiyacı olan tek şeydir sevildiğini duymak.. Ben seviyorum ama bunu hissettirmeyi tercih ediyorum.. Tabi ki hissettirin ama söyleyin de. Bazen öylesine ihtiyaç duyarız sevildiğimizi bir de ağızdan dinlemeye..
Nefretinizi de söyleyin. Yüzüne gülmek zorunda olduğunuz insanlardan nefret edebiliyoruz çoğu zaman ve bunu karşımızdakine söyleyince inanın rahatlıyoruz. Ama nefreti söylemek sevgiyi söylemekten çok daha kolay aslında..
Düşünün: çok az tanıdığımız ve bizi kızdıran birine çok kolay nefret ettiğimizi söyleriz. Peki ya sevdiğimizi? Bu o kadar kolay görünmüyor değil mi? Çok az tanıyoruz, sevmeye başladık. Ama söylemek bir o kadar zor geliyor..
Şimdi yine hep birlikte hareket edelim mi? Evet edelim.. Mesela annenize, eşinize, çocuğunuza, sizin için çok önemli olan bir dostunuza, sevgilinize en son ne zaman ‘Seni Seviyorum’dediniz? Hatırlayabiliyorsanız eğer ne mutlu size. Yok hatırlamıyorsanız, beraber yapıyoruz yine .
Elimize telefonumuzu alıyoruz ve en fazla bu iki kelimeyi hak eden insanı arayıp, bunu söylüyoruz.. Rahatlayacağınıza eminim.
Yine aynı şeyi yapalım hadi.. Söylememiz gerekenleri söyledikten sonra telefonumuzu bir kenara bırakalım. Gökyüzüne başımızı kaldıralım, engin maviliği bir kez daha yüreğimizle hissedelim ve kilometrelerce uzakta olup da bizimle birlikte aynını yapan yüreklere gülümseyelim..
Hoşça, dostça, mavinin huzur tonuyla, sevgiyle kalın...
Emine ÖZEL SUMMAK