Baba Savaş Mı Olacak?
Türkiye, sınır komşusu Suriye ile savaşma aşamasına gelmiş görünüyor. Her şey bir Türk uçağının düşürülmesiyle başladı. Ortadoğu ülkelerindeki kralların ve diktatörlerin iktidardan uzaklaştırmaları, Akçakale’ye düşen bombalar, tezkere krizi ve sonrasında Suriye uçağının Ankara’ya indirilmesi… gibi bir takım gelişmelerden sonra; “acaba savaş kapımıza dayandı mı?” diye söylemeden edemiyor.
Arap baharıyla devam eden ve plânlı olarak uygulamaya konulan senaryo içerisinde; belki son halka olarak Türkiye’nin yer alması için, şer güçleri var güçleriyle çaba ve gayret sarf ediliyorlar.
Çözümler sunulması gerekirken, uzlaşmadan gittikçe uzaklaşılırken, Türkiye’nin komşularıyla “sıfır sorun” politikası akamete uğratılmaktadır. Şu an Türkiye’nin tüm komşularıyla sıkıntılar yaşıyor olmasından faydalan şer güçleri ülkeleri, bundan nemalanmaya ve Türkiye’yi bir savaşın içine çekmeye gayret etmektedirler. Suriye sınırındaki hareketlilik ve ilişkilerdeki çözümsüzlük devam ettiği sürece; Rusya, Çin ve İran’ın bu konudaki uzlaşmacı olmayan tavırları, olası bir savaşı kaçınılmaz hale getiriyor. Bu ülkeler, menfaatleri doğrultusunda zalim Esad’ın zulmü, kötü idaresi ve güvensiz ortama verdikleri desteklerden dolayı, en çok etkilenen ve zarar gören ülke Türkiye olmaktadır.
Tarihten gelen soyluluğu yanında komşularıyla çelişkileri, Suriye’yle olan ticari ve insanî akrabalık ilişkileri, Krallıkları, diktatörlükleri desteklemediğinden, ‘` Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyemediğinden, en fazla zararı Türkiye ve insanları, en çok da çocukları zarar görmektedir.
Türkiye çözüm aşamasında üzerine düşeni elbette yapacaktır. Bunu yaparken de batıya güvenerek, Ortadoğu’daki bataklık mecrasına girmek gibi bir takım maceralara da girmemelidir. Çünkü lâfla oyalayarak, ortada ve yalnız bırakıverirler.
Komşularımızın bizden yana tavırlarına bakınca; savaşın eşikte olduğunu görülmesi o kadar da uzak görünmüyor. Malum, komşular bölgede güçlü devlet olarak Türkiye’yi görmek istemiyorlar. Anlayacağınız; “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.” İşimiz hayli zor yani! Allah yardımcımız olsun. Türkiye, akıllı ve plânlı davranmayla, belâlı olan bu ortamı en az zararla kapatacak güce ve kararlılığa sahiptir.
İnşallah diğer diktatörler gibi, Esad da kısa zamanda gider, Suriye ve Ortadoğu da rahatlar, biz de rahat bir nefes alırız.
*
Son günlerde Suriye ile ilgili olarak televizyon ve gazetelerin yaptığı yayınlardan sonra, psikolojimiz olumsuz yönde tavan yapmaya başladı. Özellikle haberleri izleyen çocuklarımızın sorduğu sorulara cevap yetiştirmek de zorlanıyoruz. Naçizane oğlumun sorularına cevap vermek işkenceden beter oldu. “Baba savaş mı çıkacak, niye savaşlar oluyor, savaş çıkarsa ne olur?” gibisinden, soru üstüne soru sorduklarında; anlayacakları şekilde nasıl cevaplar vereceğim konusunda, tabiri caizse işkence çekiyor ve âdeta soğuk terler döküyorum.
Ardışık olarak meydana gelen olaylardan sonra; artık çocuklar bile bir savaş olasılığı olduğunu söyleyip duruyorlar. Hiç birimiz psikolog veya konunun uzmanı olmadığımızdan; çocukların bu sıkıntılarını gidermede nasıl bir yol izleneceğini/izleyeceğimizi bilmiyoruz/bilemiyoruz. Oysa çocuklarımızı rahatlatmak ve bu sıkıntılarını bir şekilde bertaraf etmemiz gerekiyor.
Çocuklardaki savaş algısı; kan, ölüm kokan dizi film ve filmlerdeki işkenceli aksiyon sahnelerindeki efektler zaten bunalıma itmektedir. Türkiye-Suriye sınırındaki büyük hareketlilik gözlenmesi ve bunu ekranlardan seyretmeleriyle kafalarında “acaba”lar yerleşince; şüpheli, korkutucu bir savaş algısı ve psikoloji girdabına giriyorlar. Haberlerin sunulmasındaki ölçüsüzlüklerle felâket senaryolarının yayınlanması; bizleri çocukların sayısız soruları ve sorunlarıyla karşı karşıya getirmektedir.
Mümkün olduğunca çocuklarımızı televizyon ekranlarından uzak tutmaya çalışarak; o bunalım yüklü yayınları seyretmelerine mani olmalıyız. Yoksa benim gibi, nasıl cevap vereceğinizi kara kara düşünürsünüz.
Kendi çocuklarımın savaş konusunda sorularına zorlanarak vermiş olduğum cevapları düşününce; Suriye sınırında yaşayan çocukları, savaş ortasında bulunan çocukların ruhiyatı hallerini düşünemiyorum bile!
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com