Yürüyüş parkurunda önüme çıkan birkaç kedi resmen bacadan düşmüş gibiydi.Pislikten değil canım, renklerinden dolayı bu hissi uyandırdı bende. Yine biraz ileride aynı hissi uyandıran bir köpek… Yürüdüğüm yer park olmasa bu hissi bayağ ciddiye alabilirdim.
Yeni bir keşif değil ama, içsel farkındalığımı birkez daha deneyimledim. Aslında sözcükler yaşam alanımıza göre nasıl da farklı çağrışımlar uyandırmaya uygun. “Baca “ sözcüğü eskiden alelade bir sözcükken benim için; bugün hayati bir anlam kazandı. Şükürler olsun geçenlerde bacam temizlendi, sobalarım kuruldu, rahata erdim. Komşularım sağolsun!
Ben bu yaştan sonra, soba yakmasını da öğrendim ya; sırtım yere gelmez artık. Ne kadar doğrudur, ne kadar sizi kapsar bilemem; fakat genel- geçer kural ateş yakmak erkeklerle özdeşleşmiş bir eylemdir. Üstelik benim tanık olduğum kadarıyla, hiçbir sosyal sınıf gözetmeksizin.
Örneğin; çok zengin erkeklerin ateşle uğraşmayacakları gibi bir önyargı oluşmuş bende.Bunu nereden anladım? Tabii, üzerinde uzun uzadıya düşünerek değil. Her zamanki gibi deneyimleyerek öğrendim.
Bir Amerikalı kadın arkadaşım vardı. Türkle evlenmiş ve kocası vefat etmiş.Fakat o; Karşıyaka’ da yalıya hakim, lüks dairesine de zaman zaman gelip hatıralarını canlı tutuyordu.
İşte, o gelişlerinden birinde; bir grup kadın arkadaşı olarak bizleri de evine davet etti.İlk giden bendim. Beni telaşla kapıda karşıladı ve yarım yamalak Türkçesiyle gözleri dolu dolu “ ilk ateş, ilk ateş “ diyerek, elimden tutup içeri doğru, deyim yerindeyse çekiştirdi. Ben de şaşkın şaşkın ona teslim oldum. Şöminenin karşısında ikimiz dikildik kaldık bir süre. Sakinleşince duygularını daha açık ve net paylaştı benimle. Meğerse, şömineyi hep rahmetli eşi yakarmış. O gün, bizim için kendisine güvenmese de denemek istemiş ve başarmış.Başarmanın sevinci, yasının hüznüyle karışınca böyle panik hali yaşamış. Ben de tam üzerine gitmişim. İyi ki gitmişim.
Umut oldu bana.Öyleyse, demek ki sırada oturduğum evin şöminesini yakmak var. Neden olmasın? Hele ki soba yakma deneyimim olduktan sonra! İlk, ilktir her zaman.