Sivil toplum kuruluşları, resmi kurumlar dışında ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar ve/veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. Bu kuruluşlar devletlerin resmi olarak ulaşamadıkları sosyal ve siyasal sorunlara getirdikleri çözüm önerileri ya da devletin üzerinden kısmi olarak da olsa aldıkları bu yükler itibarıyla, dolaylı olarak devletlerin sosyal denge ve refah düzeyinin artırılmasına da katkı sağlayan sivil kurumlardır (S.Kurt, H.Y.Taş, Emek ve Toplum, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/84830).
Ülkemiz, gelişmekte olan ülkeler arasında yer almaktadır. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere hemen her ülke kamu, özel sektör, sendika ve sivil toplum kuruluşları işbirliği ve üstün gayretleriyle ilerleme kaydedebilmektedirler. Yapılan çalışmalar insan odaklı, katılımcılığı esas alan, şeffaf ve hesap verilebilir olması mutlak bir gerekliliktir. Aksi takdirde güvensizlik olacaktır. Güvenilmeyen kurumların söylem ve eylemlerine ise itibar edilmez.
Ülkemizde, 10 Şubat 2020 tarihindeki Dernek Bilgi Sistemi (DERBİS) verilerine göre119.156 dernek bulunmaktadır. Bu sayı ABD’de 1.500.000 civarında olduğu bilinmektedir. AB ülkelerinde ise önemli oranda STK bulunmaktadır. ABD ve AB ülkeleri ülkemize ve diğer gelişmemiş ülkelere kıyasla STK’ların önemine inanmakta olduğunu STK sayısı, ücretli ve gönüllü çalışan sayısı, aidat ve yapılan önemli meblağlardaki bağışlar ve faaliyetlerinden anlaşılmaktadır. Ülkelerin STK sayıları, üye sayıları ile faaliyet sayıları ve nitelikleri, o ülkenin kalkınmışlık ve gelişmişlik düzeyini de belirlemektedir.
Ülkemizdeki STK’ların önemli bölümü bir tespit açısından değerlendirildiğinde cami yapma ve yaşatma ile hemşeri il, ilçe ve köy dernekleri oluşturmaktadır. Siyasi olmayan, bilimsel ve teknik olan STK sayısı ise içler acısı düzeydedir. Bilimsel ve teknik derneklerin en önemli sorunu insan ve ekonomik kaynak olduğu bilinmektedir. Oysa bu STK’ların faaliyetleri, kişi, grup, siyasi parti yerine ülke ve insanlığa hizmet ettiği göz önüne alındığında ne denli öneme sahip oldukları daha iyi anlaşılacaktır.
Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği (MEYAD) 2015 yılında kurulmuştur. MEYAD siyasi taraf ya da karşıtlık amacıyla kurulmamış olup tamamen “Bilimsel ve Teknik” bir amaçla kurulmuş ve bu çizgisinden sapma yapmadan yoluna devam etmektedir. MEYAD’ın Tüzüğünde; “eğitim, yayın, danışmanlık, lobicilik, savunuculuk, rehberlik, standardizasyon, uzlaştırmacılık ve kamuoyu oluşturma” çalışmaları en önemli madde olarak yer almaktadır. İnsanlığın temel sorunu “eğitimsizlik ve iletişimsizliktir”. Bu iki sihirli kavram ile çözülemeyecek sorun yoktur. Aksi takdirde zorbalık ve kaos olur ki bu da felaket anlamına gelmektedir. Kuşkusuz eğitimden kastımız önemli olmakla birlikte sadece diploma demek değildir. Yunus Emre’nin (1240-1320) asırlar önce, “İlim ilim bilmektir. İlim Kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin! Ya nice okumaktır…” dizeleri ile ne güzel ifade etmiş.
MEYAD olarak bugüne kadar yaklaşık 50 bin çalışana yüz yüze eğitim verdik. İstanbul, İzmir ve Anyalya temsilciliklerimizle birlikte halka açık ve ücretsiz konferanslar ve eğitimler verdik. Onlarca tv (Habertürk Tv, Haber Global Tv, Diyanet Tv, Kaçkar Tv, Mercan Tv, Kanal 5 Tv vb) ve radyo'da (TRT Haber Radyo, TRT Ankara Radyosu, TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu, Ostim Fm, Ses Radyo, Hedef Radyo vb) canlı yayın programı ile kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştık. Video Makale aracılığıyla Youtube kanalında insanları bilgilendirmek için kısa videolar çekerek yayınladık. Anadolu Ajansı başta olmak üzere yüzlerce web haber, ulusal ve yerel gazete demeci verdik. Yüzlerce telefon ve e mail yoluyla danışmanlık desteği verdik. Yüzlerce kişiye yüz yüze görüşme ile danışmanlık desteği sağladık. Çok sayıda mobbing mağduru olup intiharın eşiğindeki/meyillisi kişi ile telefonla görüşmeler yaptık ve yüz yüze görüşmelerle destekler sağlayarak hayata tutunmalarına yardımcı olduk. Bunlar kimi zaman akademisyen, kimi zaman kamu görevlisi, özel sektör beyaz ve mavi yakalı çalışanları olmak üzere hemen her kesimden insanlar/çalışanlardır. Kabul edilmeli ki bunca mağdurun çok olmasının çok sayıda nedeni olmakla birlikte çerçeve yasalar olan 4857 Sayılı İş Kanunu ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunlarında mobbing’in yer almayışıdır. Bu nedenle idari ve hukuki süreçlerde tıkanmalar ve kimi zaman da keyfilikler yaşanabilmektedir.
Mobbing’i vebaya benzeterek sorunun önemini vurgulamak ve bu veba ile birlikte mücadele etmek için çok sayıda kamu görevlisi, sendika, oda, STK, özel sektördeki kişi ve kuruluşları ziyaret ederek anlatmaya çalıştık ve vakit buldukça da devam ediyoruz. İnsan, en kutsal varlıktır. Bu durum, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Uluslararası Sözleşmeler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve pek çok yasa insanın yaşama hakkı, çalışma hakkı, bedeni ve onurunun dokunulmazlığını belirtmektedir. O halde o’nun yaşama sevincini elinden almak kimsenin hakkı da olamaz. Ailede, okulda, çalışma yaşamında ve hayatın her alanında insana değer verdikçe olumlu sonuç alınabilmektedir. Kimi yöneticilerin baskıları zulüm boyutunda olduğundan huzur ve güveni sağlayamadıkları gibi üretim artışı, kalite ve verimliliği de sağlamaları imkânsızdır. Gelişmiş ülkelerin bazı kuruluşları ülkemizin bütçelerinden daha büyük hacime sahip olduklarını görmekteyiz. Onların daha çok para kazanmak için çalışanlarına verdikleri önem ile sağladıkları imkâna bakıldığında ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
MEYAD olarak 2017 yılında MEYAD AKADEMİ birimini kurduk. Bugüne kadar yaklaşık 200 açık kapı sistemi ile iki haftada bir cumartesi günleri 16.00-18.30 saatleri arası "Mobbing ve Çalışma Hayatı" ile ilgili farklı konu ve konuklarla eğitimler verdik ve devam ediyoruz. Eğitimlere; Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üyesi, Yargıtay Üyesi, Danıştay Üyesi, akademisyen, ayrımsız işçi ve memur sendika üst düzey temsilcileri, kamu kurumu bürokratları, hukukçu ve uzmanlardan oluşan birikimli kişileri davet etmek suretiyle eğitimler yoluyla insanlarımıza ve ülkemize fayda sağlamaya çalışmaktayız.
Mobbing başta olmak üzere "Çalışma Hayatı Sorunları ve Çözüm Önerileri" için sloganlar ve yazılar yazıp doğru bilgilenilmesi ve kamuoyu oluşturulmasına katkı sağladık ve devam ediyoruz. Onlarca köşe yazısı, yayınladığımız kitaplar, üniversite, kamu ve sendikalarla birlikte katkı ve katılım sağladığımız bilimsel panel, çalıştay, sempozyum ve konferanslar düzenledik ve devam ediyoruz. Bunlardan bazıları şunlardır; İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Kamu-Sen, Hak-İş, Memur-Sen, Ak Parti, Kadın Yöneticiler ve Çalışanları Derneği (KAYÇAD), Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), Sağlık Sen, Öz Finas-İş Sendikası gibi pek çok işbirlikleri, katkı ve katılımlarda bulunduk ve devam ediyoruz.
16-18 Nisan 2020 tarihlerinde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi ile birlikte "1. Uluslararası Şiddet Sempozyumu" düzenliyoruz. Bilimsel ve hakemli "MEYAD AKADEMİ DERGİSİ” dijital olarak çıkarma kararı aldık ve makale çağrısına çıktık. İlgi duyanlar için, dernek kurumsal web sayfası ile daha geniş bilgilere erişmek mümkün olabilmektedir (www.mobbingdernegi.org.tr).
Devasa sorunları olan, "Ülkemizin Çalışma Hayatı" için bu faaliyetler kuşkusuz yeterli gelmemektedir. Ancak, MEYAD bir "Sivil Toplum Kuruluşu-STK" olduğunun bilinci ile ve kısıtlı imkânlarla bu faaliyetleri yürütmektedir. Düzenleyici ve denetleyici güç DEVLET ve Kamu Kurumlarıdır. Yaptığımız çalışmalar elbette ki artan hızla devam etmektedir. Kuşkusuz destek ve imkânlar ölçüsünde daha büyük, çok sayıda ve önemli çalışmalar yapılabileceği herkesin malumlarıdır.
MEYAD "Herkese ve Her Kesime" ayrımsız hitap etmektedir. Anlatılmaya çalışılan ve anlatılamayan tüm çalışmalar; MEYAD’ın kurucuları, Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri, temsilcilikler (İstanbul, İzmir, Antalya, Kırıkkale, Adana), üyelerimiz, destekçilerimiz, gönüllülerimiz, gençler, basın mensupları ile faaliyetlerimize katkı ve katılım sağlayan toplumun her kesimindeki koca yürekli fedakâr insanlarla yapılmaktadır. İnsan, millet ve ülke sevdalıları olarak daha çok çalışmak hepimizin görevidir. Güçlü ve aydınlık yarınlara bilim, liyakat, ehliyet ve adalet ile ulaşacağımızın bilinci ile çalışmalara gücümüz yettiğince devam edeceğiz.
MEYAD’ın temel amacı, "Toplumsal Bilinçlenme, Toplumsal Uzlaşı ve Çalışma Hayatına Katkı İçin Çalışıyoruz" sloganı doğrultusunda gayret göstermektir. Ülke olarak bilinçlenmeye, birlik ve beraberliğe çok ihtiyacımız bulunmaktadır. Hayat kaygısı yaşayan tüm çalışanların “insana yakışır iş ortamları” ile sağlıklı birey- sağlıklı toplum hedefine ulaşılabilir. Mutlu çalışanlar ile verimlilik, planlanan üretim ve kalite hedefine ulaşılması mümkün olabilecektir.
Saygılarımla.