Bin kez ihtilal olurdu, bu yemin olmazdı!

Abone Ol

 Türkiye Büyük Millet Meclisinde çok yemin edildi. 91 yıl boyunca her vekil, her bakan, her başbakan ve her cumhurbaşkanı yemin etti ama dünkü yemin, bütün bunlardan çok daha farklı, çok daha anlamlıydı.

Çünkü ilk kez, halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı, kürsüye, halk için çıkmış, halkı adına yemin ediyordu.

Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının hemen ertesinde meclisi kuşatan askerlerin zoruyla cumhurbaşkanı seçilmesi geleneği, ülkemizde uzun süre değişmedi.

Makamında tehdit edilenler, adaylıktan vazgeçirilenler, mezarını kazıp, gösterilenler ve daha neler neler…

Hep darbe döneminde makama kurulanları da kattığımızda, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin “olağan” yürüdüğünü ilk kez gördüğümüzü söylemek mümkün.

Bu olağanlık, dün bütün güne yayıldı.

Mecliste ve Çankaya’da yapılan törenler, yeni dönemin ve olağanlığın güzelliğini yansıtıyordu.

Aynı zamanda dün, bütün bu dayatmaların sonuydu.

Halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, yemin ederek görevine başladı.

Aslında dünkü tablo hiç yaşanmayabilirdi…

Yaşanmaması için Gezi’yle başlayan, 17 Aralık operasyonuyla doruğa çıkan farklı bir engelleme çabasına tanıklık etmiştik.

Bunun için 14 partinin, (bir yerden verilen) isim üzerinde mutabakatı da, bu engellemenin bir ürünüydü.

Sadece bu değil tabii…

Türkiye, eski Türkiye olsaydı, bin defa darbe olur, bin defa bildiri yayınlanır, bin defa meclise had bildirilirdi…

Her şey yapılırdı, her yol denenirdi ama halkın cumhurbaşkanını seçmesinin önü tıkanırdı…

Bütün bunların olmaması, 12 yıllık AK Parti iktidarının “sivilleşmeye” dönük çabalarının sonucuydu…

Belki de kurum ve kuruluşlarının kendi görev alanlarına çekilmesinin sağlanmasıydı…

Silah zoruyla, dayatmayla, gözdağıyla, tehditle, şantajla cumhurbaşkanı seçildiği günler çok geride kaldı ama o özlemle dolu olanlar yine aynı yerde…

Mesela CHP…

Hiç değişmedi, değişeceğine dair en ufak bir umut bile vermiyor.

Halkın seçtiği, ülkenin yarısından fazlasının oy verdiği bir cumhurbaşkanına, milletin meclisinde tepki göstererek, halktan uzak olduğunu, en önemlisi, halkın iradesini önemsemediğini, karanlık güç odaklarının adaylarını arzuladığını bir kez daha gösterdi.

Bunun siyasi bir nezaket olduğunu kimse söyleyemez…

Bunun bir saygı olduğunu da kimse söyleyemez…

CHP, kendi geninde olandan vazgeçemiyor ve asla halkın tercihine “saygılı” davranmayı öğrenemiyor.

Ancak, buna rağmen, dün, ülke tarihi günlerinden birisini yaşadı.

91 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez, halkın, yani cumhurun oylarıyla seçilen cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yemin ederek göreve başladı.

Devlet geleneğinde olan ve ilk kez yaşananlarla birlikte, dün Çankaya’daki devir teslim töreni göz kamaştırıyordu.

Seçimin şekline ve sonucuna göre aslında dün, Çankaya’nın kapıları millete açılıyordu.

Bundan sonra, millet ne derse o olacak demekti…

Daha çok demokrasi, daha çok insan haklarına saygı, daha çok özgürlük ve hiç kimsenin dışlanmadığı bir devlet anlayışı hâkim kılınmalıydı…

***

Muhtemelen dün gece veya bugün ilk görevlendirme Ahmet Davutoğlu’na olacak ve kabineyi kurmakla görevlendirilecek.

Birilerinin ısrarla “emanetçi” gördüğü Ahmet Davutoğlu’nun hiç de emanetçi olmadığı kısa zamanda anlaşılacak.

Belki tam bir uyum olabilir ama emanetçilik, asla olmayacak.

Bu uyum, anayasanın sivilleşmesini getirecek…

Bu uyum, demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarda hâkim olmasını sağlayacak…

Bu uyum, çözüm sürecini hızlandıracak ve ülkede 35 yıldır akan kan, ilelebet duracak.

Bu uyum, toplumun bir kesimini, diğer kesimine üstün görme anlayışı da son bulacak…

Bu kadar uyum yeterli olsa da, çok daha fazla faydasını hissedeceğiz.

Adaletin herkese eşit şekilde dağıtılması, yargının birilerinin payandası olmaktan kurtarılmasına yarayacak…

Derin veya derin olmayan, paralel veya direkt müdahalelerle devletin ve kurumların işlevini yitireceği yapılanmalara müsaade edilmeyecek.

Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetim anlayışı ve liderliğiyle de, yetkilerini tam kullanmasıyla, Türkiye’de yerleşik birçok “hukuksuz” anlayış son bulacak.

Yasaların üstünde görülen teamüllerin çoğu, tarihin çöplüğündeki yerini alacak.

Yeni Türkiye, yeni cumhurbaşkanı ve yeni başbakanla çok daha ilerilere gideceğine eminim. Dünyadan ülkemize bakış da, Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte değişecek.

Dün bir yemin edildi, ihtilal olmadan gerçekleşti.

Dilerim bu yemin, bir daha darbelerin olmayacağının da yemini olur, bir devir kapanır, 2 bin yıllık tarihimizde devletin başı, halkın iradesiyle belirlenmeye devam eder…

 

Tweetimden seçmeler

Milletin seçtiği için, milletin meclisini terk edeni, elbet bu millet, ilelebet terk edecektir!