Binalar Üzerindeki Tarihi Kitabe ve Tuğraların Kaldırılması ile İlgili Kanun

Abone Ol

Henüz Latin Alfabesine geçilmemiştir.

28 Mayıs 1927 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen, Türkiye Cumhuriyeti Dâhilinde Bulunan Mebani-i Resmiye-i Milliye (Resmi binalar) Üzerinde Tuğra ve Methiyelerin Kaldırılması'na dair 1057 sayılı kanuna göre, tarihi binaların üzerindeki Osmanlı tuğralarının (arma) ve kitabelerinin sökülmesi ya da gizlenmesi kararlaştırıldı.

Bu sözde 'devrimci' kanun teklifini hazırlayan kişi Rize mebusu Ekrem Rize'ydi.
Her biri usta hattatların elinden çıkma, kıymetlerini maddi ölçülerle tespit etmek mümkün olmayan sayısız tuğra ve kitabe, taş ustalarının çekiç ve keskilerine teslim edildi.

Osmanlı'dan kurtulmak uğruna Osmanlı'dan devralınan tarihi binaların cephelerinde akıl almaz bir ustalıkla, büyük bir emek ve özenle büyük sanatkârlarca hakk’edilmiş (hat yazı ile işlenmiş) olan tuğralar ve kitabeler kazındı.

Râkım'ın nice tuğrası, Yesarizade'nin nice ta’lik kitabesi kazınarak ortadan kaldırıldı. Kanun uyarınca kültür varlığı ve tarihin yadigârı olarak müzeye kaldırılması gereken sanat eserleri tarihten silindi. Eski binaların, çeşmelerin üzerinde sıklıkla rastladığımız kazınmış kitabe ve tuğra zeminleri, hep o dönemden kalmadır. Bu şekilde ortadan kaldırılan tuğraların en meşhurlarından birisi İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'ta bulunan ünlü kapısının üzerindeki Osmanlı tuğrası… Şevki Bey'in bir şaheseri olan fetih ayetlerini ve Dâire-i Umur-ı Askeriye yazısını tamamlayan bu tuğranın nerede olduğu bilinmiyor.

İstanbul Taksim'de, Galatasaray Lisesi'nin kapısında bulunan muhteşem Osmanlı tuğrası da sökülen tuğralar arasındadır. Sökülen orijinal tuğranın nerede olduğu hala bilinmemektedir. Bu tuğranın yerinde şimdi, rahmetli Ziyad Ebuzziya'nın girişimleriyle yapılan taklit bir tuğra bulunmaktadır.

Sultan Reşat tarafından Eyüp Sultan Semti'nde yaptırılan mektebin kapısındaki kitabenin de akıbeti meçhuldür. Osmanlıların ünlü hattatlarından Hattat Vasfi tarafından yapılan kitabe, bu kanun bahane edilerek sökülmüştür.

Binalar arasında İstanbul Valiliği, İstanbul Üniversitesi, Sirkeci Tren Garı, Darülaceze, Çırağan Sarayı gibi çok bilinen yerler vardır.


[1] Devrim kanunlarından olduğu için bu kanun şapka kanunu gibi hala yürürlüktedir.

Kanun Maddesi No: 1057

Meclis Başkanı kanun maddelerini oylamaya açıyor. Kanun metni şöyle:

Madde 1: İçinde devlete mütehattim bir vazife yahut hükümetin veya belediyelerin efrat ve zaruri ve kanuni olan münasebetlerini temine tahsisi edilen binalarla, genel olarak okul binalarında vaktiyle Osmanlı saltanatını temsil için konulmuş olan yahut vaziyetlerine göre halen temsile delâlet eden tuğra veya armalar ve bununla beraber olarak sultanların medihlerini ihtiva eden kitabeler hakkında ikinci madde hükmü tatbik olunur. Bu kabil tuğra ve arma ve kitabe bulunan hususi binalar, bunlar kaldırılmadıkça veya örtülmedikçe yukarıda zikrolunan faaliyetlere ve münasebetlere tahsisi olunamaz.

Başkan: "Maddeyi kabul edenler el kaldırsın...", "Kabul etmeyenler el kaldırsın..." diye oylama yapar ve yeniden sesi duyulur: "Kabul edilmiştir."

[2] İbrahim Altay, 9.9.2012 tarihli Sabah Gazetesi

[3] Murat Uçar, Aksiyon, 26 Ocak 2002, Sayı: 373

[4] Murat Uçar, a.g.e.

[5] İbrahim Altay, a.g.e.