Bir cemaat nasıl olmalı?

Abone Ol

 Bir cemaat nasıl olmalı, bir cemaat nasıl olmamalı veya bir cemaat olmalı mı.. gibi çok değişik soruların sorulmaya başlandığı tarihtir 15 Temmuz…

Cemaat veya Cemaât “dinde ibadet etmek için bir araya gelen topluluklar”a deniyor.

Cemaat, tasavvuf, tarikat gibi benzeri hareketlerde, belli bir görüş ve inanca sahip gruplar için de kullanılıyor.

Cemaat sadece dini bir literatürde değil, sosyal alanda da kullanılıyor. Aynı zamanda “cemiyet”in oluşumunu sağlayan toplulukların bir araya gelerek, belli bir amaç için toplanmaları mesela…

Şimdiki adıyla STK veya Sivil Toplum Örgütleri de diyebiliriz.

Camide saf tutan insanlar da cemaattir, herhangi bir dernek veya vakıfta bir araya gelenler de…

Ama daha çok “cemaat” dediğimizde “dini içerikli” oluşumlar akla geliyor.

Türkiye’de cemaatler kendilerini bir de isimle andığından olmalı ki, “cemaat” ismi Fetullah Gülenci’lere aitmiş gibi kaldı.

Hizmet” harekâtı olarak başlayan ama “neye ve kime hizmet ettiği” anlaşılmayan bir cemaatti Fetullahçı Terör Örgütüne mensup olanların bulunduğu cemaat…

15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra en çok sorulan soruların başında “bir cemaat nasıl olmalı” sorusu geldi. Doğal olarak bu sorunun aksi de “bir cemaat nasıl olmamalı?” şeklinde oldu.

Yine “bir cemaat olmalı mı, cemaate gerek var mı?” soruları da peşi sıra sorulmaya başlandı.

Elbette İslam dininde cemaatler olmalı ama bu, dinin önüne konulan bir cemaat olmamalı.

Elbette tasavvuf olmalı, elbette tarikat olmalı ama bütün bunlar İslam dininin önüne, Hazreti Peygamber’in (sav) üstüne konmamalı, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i bir yana bırakmamalı.

Elbette cemaat olmalı ama “ahlaklı” olmalı…

Dini cemaatlerin en önemli özelliği, “insan yetiştirmek” olduğuna göre, ahlaklı insan yetiştirmek, “adam gibi adam” yetiştirmek esas alınmalı.

Dini bir cemaat terörist yetiştirmez.

Hileyle hurdayla işi olmaz.

İnsanları aldatıp, daha çok kazanarak cemaatini büyütmeyi düşünmez.

Salya sümük ağlayarak himmetleri pazarlık konusu yapmaz.

Cemaatin aslında parayla işi olmaz.

Bir lokma, bir hırka dönemi geçtiyse bile, insanların dinini öğrenmesi, en doğru şekilde öğrenmesi, en doğru şekilde uygulaması esas alınıyorsa, bunun dışındakilere dikkat etmek gerekiyor.

Cemaat üyeleri, dini öğrenir, ahlakı öğrenir, Kur’an okumayı öğrenir, hadis, fıkıh, kelam gibi birçok alanda kendisini yetiştirir.

İlmihal bilgilerinin çoğunluğuna vakıf olur cemaat üyesi. Böylece dini bir sorun veya sıkıntıyla karşılaşanlara, güncel konularda ne yapacağını bilmeyenlere ışık tutar…

Bir cemaat kapalı kutu olmaz, üyelerin kod adları bulunmaz.

Bir cemaat ağalık-padişahlık gibi yönetilmez, devlete alternatif olmaz, vatanını düşmanlara peşkeş çekmez, kadın pazarlamaz, onun bunun mahrem görüntülerini çekip, bir kenara saklamaz…

Ayıp aramaz cemaate mensup olan birisi; her bir tarafa dinleme cihazı koyup, her yazışmasını, her konuşmasını, her ilişkisini kayıt altına almaz.

Ahlaksız ve namusuz insanların başvurduğu yollar, cemaatlerin başvuracağı yollar değildir.

Mesela bir terör örgütüyle aynı safta durmaz bir cemaat mensubu.

Zoru gördüğünde bir terör örgütüne sığınmaz.

İnsanların üzerine ateş açmaz, tanklarla ezmez, uçaklardan bomba yağdırmaz.

Hain, şerefsiz, adi, aşağılık, katil, cani.. gibi sıfatlarla anılacağı bir iş ve işlemin içinde bulunmaz.

Cemaatler, dini daha iyi anlamak, daha iyi yaşamak ve daha iyi anlatmak için oluşturulur.

Dini anlamayan, yaşamayan, anlatamayan, anlatsa da inanmayanların bir araya geldiğine, bizim anladığımız manada “cemaat” denmez.

Avrupa’nın birçok ülkesinde “sahte peygamberler”in olduğunu görüyoruz. Ona inananların nasıl bir akıl sağlığı var, elbet bilmiyoruz. Tıpkı FETÖ’cülerin nasıl “kandırıldığını” bilmediğimiz gibi…

İslam dinine mensup bir Müslüman’ın, bir cemaatin nasıl olması gerektiğini de bilmesi gerekir.

Sormayan, sorgulamayan, öğrenmeyen, daha iyiye ulaşmayan ve din dışı emirleri, dindenmiş gibi görenlerin ne İslam’la ne de Müslümanlıkla bir ilgilerinin olacağına inanmıyorum.

Barış, sevgi ve hoşgörü dini olan İslam’ı, cemaat adı altında savaş, kin, nefret ve öfkenin tam ortasına oturtturmak, nasıl sorgulanmadan yapılabiliyor, anlamak mümkün değil.

Cemaatler alan değil, verendir…

En doğru, en sağlıklı dini bilgileri burada öğrenirsiniz.

En iyi ibadeti, en iyi sadakati de burada öğrenirsiniz.

Ama “kâfirlerin” bile yapamayacağı işe kalkışanları İslam’la bir arada tutmanız mümkün değil.

Bir soru da ben sorayım, 15 Temmuz sonrasına olsun; Bir Müslüman’ın ‘Müslüman’ sıfatından başka bir şeye ihtiyacı var mı, ötelerde sorgulanırken, ‘hangi cemaattensin, hani mezheptensin, hangi partidensin, hangi ülkedensin, hangi ırktansın?’ diye de sorulacak mı?

Değilse, sadece Müslüman olmak ama güzel işler için “cemaat” olmak yeterli…

 
Tweetimden seçmeler

Ne garip, hayatımız boyunca insanlardan, insan olmasını bekler dururuz...