Aslında, senin sevdiğin renk yeşilse, ama sen her sorulduğunda başka bir renk söylemek zorunda kalıyorsan…
İnsanın hayatında zaruri olan ayna, bıçak, tarak, inne, iplik gibi malzemelerin yoksa yanında,
Sarıldığın, güvendiğin sevgiline, eşine, dostuna, güvenmediğini yıllar sonra, evet yıllar sonra farkına varabiliyorsan…
Yıllar sonra, izlediğin pembe dizideki aldatan karı-koca tiplemesinin ya da kötü, şiddet içeren mafyavari dizideki kötü karakterlerin hep kazandığını düşünüyorsan…
Ya, reel yaşamda da böyleyse ve sen bunu gördükçe acı çekmediğini, tırsmadığını, tınmadığını, umursamadığını fark ediyorsan…
Çayından aldığın her yudumda, Çernobil faciasından kalan radyasyon zehirinden dolayı artık eski damak tadını alamıyorsan…
Genellikle kadınlarda olup, çok beğenerek alınan bir libasın, ertesi sabah işe gidildiğinde yan masadaki bir bayanın üzerinde olduğu görüldüğünde ki kıskançlığın derecesi artıyorsa…
Her gün, küçücük yüreklere, atılan bombaları, sefalete ve bilinmezliklere itilen insanları görüp, bir şeyler yapmak adına sessiz kalıyorsan…
Evdeki eşyaların eskidiğinde onarmak veya yenilemek adına olmayanları da düşünerek tamir etmek dururken, zamanla yapılan bu hataların telafisinin olmadığını gün gelipte anlayabiliyorsan,
Geriye dönüşü ve telafisi mümkün olmayan, bir yolda bilinmeyen bir sona ilerlediğinin farkına çok geç varabiliyorsan…
İçinde yıllardır aşktan, sevgiden, sevdadan, güzellik ve özelliklerinden yoksun kalıp zamanla içinde çöreklenerek büyüyen biriktirilmiş acıyı, ızdırabı, kini ve nefreti, her aynaya baktığında saçlarındaki aklarda ve bedenindeki yıpranmada görebiliyorsan…
Genç ölümlere, gençken ölenlere bir anlam veremiyorsan…
İnsanların ön yargılarına şaşırıyorsan, gerçek sevdalarına inanmıyorsan…
Şu kısacık yaşamında, doğruluk, güzellik ve güzellikler yerine, sahte dünyaların, sahte duygu ve düşüncelerin anlamsız plan ve eylemlerin prim yaptığına inanıyorsan ve bunlara tanık olarak kendini şartlandırmışsan…
Yalana, dolana, konuma, paraya, mevkiye, makama... daha çok önem veriyorsan…
Eyy insan!!!
Hayat denilen bu karmaşanın ve hengâmenin içinden çıkmak ve huzura ermek için bir fikrin var mı?
Söyler misin?
Bir fikrin var mı?
Kerim BAYDAK