Bir hayvan kadar olamadım...

Abone Ol

 

          Özür diliyorum. Efkarlıyım bu gün. Oğlum düştü yine aklıma. Bende uzun uzadıya düşünmeden, hoş karşılanır mı diye sormadan, İçimi dökmek sizlerden güç almak için yazıyorum. Hoşgörünüze sığınıyorum. Hani bir düşünür şöyle diyiyordu: ”Güneşi hedefleyin,eğer güneşi ıskalarsanız yıldızlar arasında olduğunuzu unutmayın.”  Kendimi yıldızlar arasında hissettiğim için bir çok şeyi fazla düşünmeden yapıyorum biliyorum dostlar beni anlar. 

          Bir hayvan kadar olamadım şu dünyada, yavruma sahip çıkamadım. Ona kol kanat geremedim. Anne zebra bile yavru zebraya göre daha hızlı koşabilmesine rağmen yabani hayvanlar saldırdığında (aslan, kaplan)yavrusunun gerisinden koşar.  Ben ne yaptım? Yavru zebra misali hep önde koştum. 

          Ama biliyorum, bağışlar beni sevdam, biliyorum anlar beni uğruna yaşadığım. Kızacak kızacak belli süre, anlayacak anlayacak benimde bir can taşıdığımı. Mutsuz ortamda yaşatmak istemediğimi. Beni affetsin istemiyorum. Şunu bilsin; uğrunda öleceğimi. Ben ölünce baş ucuma bir gül diksin. Ben oğlumun kokusunu alayım. Bir gül diksin, oğlumun diyip toprağımla sarılayım. Oğlumun diyip bağrımda saklayayım. Kimse anlatamaz sana oğlum! Sana olan sevdamı. Ama sen yinede anlatırlarsa dinle, dinle ve şunu unutma; anlattıklarının benim sevgimin yanında devede kulak kaldığını. Ve onlara şunu söyle: Öyle sevdadır ki çocuk, ne ana ne baba nede yar. Yollara düşürür gezdirir diyar diyar. 

          Olmazların peşinden koştum hep sonra isyana sarıldım: “hayat bana yine yalan söyledi” dedim. Kandırdım bende ki beni. En zor şeymiş evlattan ayrı yaşamak.Üzüldüğünde, sevincinde yanında olamamak, ölüm buymuş anlattılar, anlamadım vesselam… 

          Şimdi tek dileğim ileride bana kızmasın. Hakta vermesin ama yinede biraz olsun sevsin beni. Çünkü gözümde en büyük sevgi Allah sevgisinden sonra onun  sevgisi. Onu da çok görmezsin değil mi oğul? Bir yudum sevgiden başka ne bekler zannedersin bu mahluk! 

          Arkadaşlar! Sever mi dersiniz beni? Anlar mı dersiniz bu çırpınanı? Ölünce bir gül diker mi baş ucuma? Duyar mı feryadımı? Duysun be dostlar, duysun şu kesilesi sesimi…