Bir güne mal etmemek anlamına günün tarihini belirtmeyeceğim. Önemli olan böyle bir güne ajandam da rastlayınca, katkı koymak adına eylem yapmaya niyetlenmem.
Niyetlendim niyetlenmesine de canım çıktı; “Organik Pazar” adı altında yeni açılan pazar yerini bulacağım diye. Yol iz sordum bir sürü kişiye. Aşağı yukarı derken, yanlış yönlendirmelerle yorgun düştüm.
Neyse uzaktan çatısı ve duvarları göründü kapalı pazar yerinin. İki kadın o taraftan geliyordu. Yaklaşınca onlara sordum:
-Ben yerini buluncaya kadar akşam oldu. Var mı bari bir şeyler?
Kadınlardan daha genç olanı, torbasından bir demet ot çıkardı ve dedi ki:
-Vallahi tarlaların kenarlarında ancak bu kadarcık şeyi zar zor bulduk.
Güldüm.
-Tarlalardaki otları değil pazardakileri soruyorum.
Dedim, gülüştük.
Gerçekten dikkat kesilince, pazar yerinin boydan boya tarlaların içinde kurulduğunu gördüm. Fakat içine girince karşılaştığım üç tezgâhta market usulü ürünlerle karşılaşınca, işte trajik komik bir sahne dedim içimden.
Benim niyetim, çiçek alıp annemin arka bahçesine dikmekti bu günü kutlamak adına. Eve geldim annemin çiçeklerinden dallar kırarak diktik arka bahçeye. Böylece bitkilerle birlikte kendi kıymetimizi de anımsayalım istedim ana-kız. Hazine üzerinde oturan dilenci misali de olsa, iş işten geçmeden niyetimizi somutlaştırdık. Arkamız önümüz, sağımız solumuz şifa bulsun diye.