Bugün boş verme günü olsun. Boş verelim her şeyi. Elimizde umutların yıkıntısı,
ardımızda hayallerin gölgesi, aklımızda yapılacak işlerin listesi, kalbimizde sevgilerin
yücesi... Hadi hepsini boşverelim gitsin şimdi...
Bugün bir boş vermişlik sarsın tüm benliğimizi... Pişmanlıklar uçup gitsin mesela,
karşılıksız sevgi unutulsun bir anlığına, tüm hüzünler savrulup gitsin rüzgarla. Atalım
kendimizi huzur bulacağımızı düşünüp, boş verebileceğimiz rahat bir koltuğa, belki de
toprağın tam üstüne. Kokusunu ala ala, rahatına vara vara ve derin bir nefes alarak,
boş vermişliğin dibine vura vura.
Sorumluluklarımızı atalım bir günlüğüne bir kenara. Fırlatalım gitsin, tüm
mecburiyetleri, tüm yapmamız gereken ama yapmaktan zevk almadığımız şeyleri.
Boş vermişliğin en son ucuna kadar direnelim bugün. Canımız isterse gezelim, isterse
uyuyalım ve istemezse de bulunduğumuz yerden koşarak kaçalım.
Bize ait bir gün ilan edelim bugünü ve ne istiyorsak onu yapalım. Her şeyi bir günlüğüne unutup, bir anlığına her şeyden kaçarak kurtulalım.
Yarın nasılsa kocaman sorumluluklarıyla bizi bekliyor olacak. En azından
bugünümüzü kurtaralım ve yarını düşünmeyip, boş vermişliğin getirdiği anlık
zevki tadalım...
Yarın da bu durumdan asla pişmanlık duymayalım. Bugün bizim için
kendimize ufak bir hediye olsun ve bugünün güzelliklerini yarın için bir ödül
olarak kabul edelim gitsin!
Hadi hep birlikte boş verelim. Her şeyi boş verip, sadece kendimizi dinleyelim.
Gökyüzünün engin mavisine bu kez sadece kendimize gülümseyelim ve tebessümümüzü
yarına kadar muhafaza edelim...
Hoşça, dostça, sevgiyle kalın...
(Emine Özel Summak)