Hadi bakalım, gel şimdi buradan bak ve sakın ha melankolik takılma! Bu emir cümlesindeki uyarı kendime. Lütfen alınganlık göstermeyin efendim!
Biz çocukken diye başlayacağım söze, pek hoşuma gitmiyor aslında bu tür kıyaslamalar ama şimdilik bir başka çıkış bulamıyorum; o günlerde bizim banyo günlerimiz olurdu, sırayla banyoya girerdi bütün aile üyeleri ve her çıkan “ büyüklerin ellerinden “ “küçüklerin yanaklarından “ öperdi. Ayrıca her banyodan çıkana “ saatler olsun “ denirdi. Bir türlü temizlikle saatleri ortak bir paydada buluşturamazdım o günlerde. Belki de “ banyo günlerinin “ “ banyo saatlerine” dönüşmesi ile ilgili bir ayrıntı olarak kabul etmiş ve geçiştirmiştim. Ta ki, bundan pek de uzak olmayan bir zaman diliminde “ sıhhatler olsun” un nasıl da yuvarlana yuvarlana “ saatler olsun “ a dönüştüğünün bilgisine ulaştım. Şükürler olsun! Öğrenmenin yaşı yoktur.
Biz üç kardeşiz. Henüz kendi işimizi göremediğimiz ya da annem tarafından “ siz güzel yıkanamazsınız “ diye engellendiğimiz yaşlarda annem bizi tek tek banyoya sokardı. O banyo faslındaki ayrıntılara şu an değinmek istemiyorum, konuyu fazla dağıtmamak adına. Fakat bugün ben annemi banyoya soktum ve sırtını ovaladım. Banyo ile ilgili ayrıntılarına saygı duydum. Örneğin başı kirliyken ya da banyo yaptığı günlerde dışarıya çıkmama kararlarını da göz önünde bulundurarak onunla program yapma istekliliği duydum. Ona şefkat besledim. İnsanın kaçınılmaz sonu karşısında hüzünlendim. Derken annemle birlikte ama kendi gerçeklerimi de yadsımadan bir orta yol bulmanın hazzını yaşadım.
Duygularımı yok saymadım. Çünkü gerçekten anneme karşı çok güçsüzüm. Örneğin, arkadaşıma çay içmeye gideceğiz; annemi yormamak adına kapıdan almaya kalktılar bizi. Arkadaşımın saat verirken “ sen anneni hazırla “ demesi karşısında irkildim. Henüz annem kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Fakat o günler de olabilir. Bugün banyoda sadece sırtını ovuyorum, bakarsın yarın tamamen yıkamam gerekebilir. Bize çocukken verdiği emeklerin karşılığını vermem gerekebilir. Yine de dileğim, bize karşılıksız verdiği emeklerin yerini bulmuş olmasını umarak, onun işlerini hep kendinin görmesini istiyorum. Ona sonsuz bir minnet besliyorum ve hepimize “ kusursuz sağlık “ diliyorum.