Yanıbaşımızda gelişen olaylara doğal olarak kayıtsız kalamayan ülkem insanı ABD Başkanlık Seçimleri'ni Trump mı Biden mi kazanacak diye bir hayli kafa yordu!...
Dış politikaya olan merakımızdan mı ya da ülke çıkarlarımızdan mı bilemiyorum ama bildiğim bir şey var. ABD 'nin başkanı değişse de dış politikada değişmeyen çizgilerinin var olduğudur.
ABD'nin son dönemlerdeki başkanlarını anımsayalım Bush, Obama ,Trump'a kadar olan dönemlerde ne değişti?... Emperyalizmin başını çeken ABD'nin sömürgeci politikaları; böl,parçala ve yönet!...
Düşünün bu liderlerin hepsi Ortadoğu 'ya sözde barış ve ve demokrasi götüreceğiz diyorlardı !...
Sonuç , gözyaşı,yakılan,yıkılan şehirler, yetim ve öksüz kalan çocuklar , kadınların maruz kaldığı zülümlerden başka ne götürdüler ?...
Afrika ve Orta Doğu ülkeleri açısından ne değişti ya da değişecek mi ? Tabi ki hayır!..
Dedim ya ,ABD'nin kırmızı çizgileri vardır bu çizgiler kim gelirse gelsin değişmez bir kuraldır.
Emperyalizmle beslenen ülkelerin çıkarları ; geri kalmış ülkelerin, coğrafyaların Fay hatlarıyla oynayarak o ülkelerin hassas noktalarını harekete geçirerek karışıklıklara sebep olurken , demokrasi söylemiyle yeraltı zenginliklerini ele geçirmek. Bu hep böyle olmuştur, bundan sonra da böyledir.
Asıl Konu bizim Fay hattımız. İzmir depremi hala sıcaklığını korurken, deprem ülkemizin ciddi bir gerçeğiyken her deprem sonrası gündeme getirilen müteahhit- belediye, rüşvet- denetimsizlik gibi hep aynı ihmaller zinciri!..
#CHP lideri Sn. Kemal Kılıçdaroğlu 'nun grup toplantısında depremle ilgili konuşmalarını önemsiyorum.
Sn. Kılıçdaroğlu ne mi dedi?...
"Eğer ülke olarak deprem gerçeğini kabul ediyorsak önlemler için çaba harcamak zorundayız”
“YASALAR KENDİ İÇİNDE TUTARLI DEĞİL”
Depremle ilgili çıkarılan yasaların kendi içinde tutarlı olmadığına dikkat çeken Sn. Kılıçdaroğlu, “Riskli alan belirlendikten sonra oradaki binaların yıkımı gerekiyor. Peki yıkıma kim karar verecek? Belediyeler belirleyemiyor. Valilik, bakanlığa bildirecek, onaylarsa belediye gidip yıkımını yapacak. Yasaların bu kadar dağınık olması aslında deprem riskiyle mücadelede bürokrasiyi de zorluyor. İstanbul’daki konutların büyük bir kısmı depreme dayanıksız. Bunu hepimiz biliyoruz ama önlem alınmıyor. Deprem oluyor, çocuklarımız kurtuluyor, hepimiz seviniyoruz. Peki, depremden sonrasını biliyoruz da deprem için neden önlem almıyoruz?” diyen CHP lideri aslında benim de daha önce köşemde dile getirdiğim önemli bir vurguyu yaptı.
"Neden deprem önergeleri reddedildi?." Vurgusuydu!...
Duyarlı okurların su soruyu sorduğunu duyar gibiyim!...
Ne yani sadece deprem önergeleri mi reddedildi?..
Elbette değil!...
CHP iyi muhalefet edemiyor diyenler de bilmeli ki , CHP 'nin sadece deprem önergeleri değil
Kadına yönelik şiddet araştırılsın' önergesi MHP ve AKP oylarıyla reddedildi,
"Çocuklara cinsel istismar araştırılsın'’ denen önerge reddedildi !...Ve daha birçok konu....
Peki , bu kadar önemli konular araştırılsın diyen Anamuhalet ve muhalefet partilerinin önergeleri niçin red edilir?...
“17 YILDA 58 DEPREM ÖNERGESİ REDDEDİLDİ”
Parlamentodan depremle ilgili kanunların tamamının geçtiğini dile getiren Sn.Kılıçdaroğlu, “Ama parlamentonun bir eksiği var. 17 yılda 58 deprem araştırma önergesi vermişiz, reddetmişler.
Parlamentonun bunu araştırması lazım. Demek ki muhalefet 17 yılda 58 kez parlamentoyu depreme karşı uyarmış. Bilim insanlarının dilinde tüy bitti ama bunlar bir şey yapmadılar. Sivil toplum kuruluşları, üniversiteler de üzerine düşeni yaptılar. Yayınlar, toplantılar yaptılar. Meslek kuruluşlarının onlarca, yüzlerce raporu var.
Peki muhalefet olarak biz görevimizi yaptık mı? Şunu açıkça söyleyebilirim; deprem konusunda Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en kaliteli raporu sunup hükümete veren bir parti var o da CHP’dir” diyen Sn. Kılıçdaroğlu, son günlerde gündemde düşmeyen Sıcak sorular ," Deprem vergileri" adı altında toplanan paralar nereye gitti?...
CHP 'nin 17 Yılda 58 Deprem Önergesi Neden Reddedildi?...
Mevcut AKP hükümeti bu şeffaf sorulara şeffaf cevap vermelidir ki, bu enkazın altından hep beraber kalkalım. Ve ülkemizde halkına hesap verme anlayışı mutlaka yerleşmelidir.
07.11.2020
Fatma Ulubey