“Türkiye Cumhuriyeti’ni din kurallarına göre yeniden yapılandıracağını söyleyerek siyaset yapan,” Milli Görüş öğretisi ile yetişen,
Milli görüşün partileri Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi’nde üye, gençlik kolu başkanı, ilçe başkanı, il başkanı, olarak görev yapan, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı yapan,
Cumhuriyet ve laiklik karşıtı eylem ve uygulamaları nedeniyle yargılanan ceza alan,
Siyasi yasaklı olan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve Baykal’ın tek başına belirlediği milletvekillerinin oylarıyla anayasa değiştirildi.
Erdoğan siyasi yasağını kaldırıldı.
Milletvekili seçilmesi, başbakanlık koltuğuna oturması sağlandı.
Erdoğan 16 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’ni tek başına aldığı kararla yönetiyor.
Erdoğan’ın yönetiminde Türkiye Cumhuriyeti:
- İnanlar inanmayanlar, benden olanlar benden olmayan diyerek ayrıştırıldı ve bölündü. Ülkenin barış ve huzur yok edildi.
- Türkiye Cumhuriyeti, komşu ülkeler başta olmak üzere dünya ile kavga etmeye başladı. Dünyada neredeyse Türkiye’nin dost olan ülke kalmadı
- Erdoğan, lüks ve şatafat içinde yaşarken, Erdoğan’ın yakınları sürekli zenginleşirken, ülke iflas etti. Ekonomi çöktü. Türkiye’nin dış borcu, neredeyse mille gelirini aştı. Halk yüzde 50 civarında yoksullaştı.
- Erdoğan ve yakınlar dışında Türkiye’nin geldiği noktada etkilenmeyen mağdur olmayan neredeyse kimse kalmadı.
- Ülkede bir korku imparatorluğu yaratıldı. Halk, susturuldu.
- Yüksek sesle söylemese ve dile getirmese de halk, arayış içinde. Alternatif arıyor.
- Halk, ülkeyi içeriden ve dışarıda krize sokan, ekonomiyi çökerten, halkı yoksullaştıran, yaşamı çekilmez hale getiren Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak istiyor.
KILIÇDAROĞLU VE EKİBİNİN DİKKATİNE
Arayış içinde olan Halk,
Cumhuriyet halk partisinin üye ve örgütleri,
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinden,
Ekonomik kriz başta olmak üzere ülkede yaşanan toplumsal, kültürel ve siyasal krizleri,
Siyasi fırsata dönüştürmesini,
Halkın önüne bir alternatif konulmasını istiyor ve bekliyor.
CHP’NİN KURDUĞU CUMHURİYETE VE HALKA KARŞI SORUMLULUĞU VAR
CHP’nin kurduğu cumhuriyete, yaptığı devrimlere ve halka karşı sorumluluğu var.
31 Mart 2019’da yapılacak olan yerel seçimler, ülke ve CHP açısından tarihi bir fırsattır.
CHP:
Belediye başkan adayları halkla birlikte belirlemelidir.
Halkta karşılığı, kafasında belediyecilik projesi olan,
Siyaseti kendisi için değil, siyaseti halk için yapan parti üyelerinin belediye başkan adayı yapmalıdır.
Gücünü halktan alan siyaset yapılmalıdır.
Halkla birlikte olup, ülkeye Erdoğan’dan kurtarmalıdır.
Eğer CHP, ülkede yaşanan krizi iktidar fırsatına çevirmezse,
Halkın Recep Tayyip Erdoğan’dan (AKP)’den kurtulma isteğini ve talebini, görmezden gelirse,
Belediye başkan adaylarını, önseçimle halkla birlikte belirlemezse,
Gücünü halktan alarak siyaset yapmazsa,
Belediye başkan adaylarını, Parti içi iktidar hesabı yaparak belirlese,
Siyaseti kendisi için yapanları belediye başkan adayı yaparsa,
Tarihe karşı sorumlu olur.
AKP, 31 Mart 2018’de yapılacak olan yerel seçimleri de kazanır.
Türkiye Cumhuriyeti’ni büyük oranda dönüştürmüş olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok kısa sürede Türkiye Cumhuriyeti’ni Kuran dışı üretilmiş din kurallarına göre yeniden yapılandırır.
Türkiye Cumhuriyeti’ni, Kuran dışı üretilmil din kurallarına göre yönetilen bir devlet yapar.