Hiç boş durmuyordum. Ancak boşluktaydım. Sürekli yetişmeye çalıştığım işler vardı. Ne zaman biter, nasıl sonuçlanır bilmiyordum. Durmadan çalışıyor, çalışıyor ve çalışıyordum. Yorgundum, ne kendime ne de aileme ayıracak vaktim yoktu.
Peki neden? Kim için, ne içindi bu koşturmaca? Sonu var mıydı? Mutlu ediyor muydu? Yüreğim sanki bir kafesten çıkmak için çırpınıyordu. Acı çekiyor yaptıklarımla, acımı artırıyordum. Bitmeyen bir labirente girmiş, bir çıkmazdan diğerine yürüyordum ya da koşuyordum. Ne çare çıkamıyordum.
Sonra başımı kaldırdım biraz yukarıya baktım gökyüzü karanlık değildi. Parıldayan güneş tüm gökyüzünü aydınlatmış bir tek benim labirentim kendi gölgemde karanlığa boğulmuştu. Ve etrafıma biraz daha dikkatli baktığımda geçtiğim her yolda çıkmam için merdivenler vardı. Yıllarım geçti bu labirent te oysa çözüm yanı başımdaydı. Kim bilir kaç kişi benim gibi dönüp duruyor karanlık tünellerde veya labirentler de. Çıktım şimdi özgürüm, hayat bana gülümsüyor.
Yaşamak çok güzel! İçimde kuşlar pır pır kanatlanmak üzereyim. Gidip tüm labirentlere bağırmak istiyorum ‘yukarı bakkkkkkkkkkk’. Çık kaybolduğun medeniyetten.
Web: http://www.irmaksunabinici.com/
Facebook: https://www.facebook.com/irmaksunabinicii/
İnstagram: https://www.instagram.com/irmaksunabinici/
Twitter: https://twitter.com/irmaksunabinici
Tumblr: https://sunailhan.tumblr.com/
Email: irmaksunailhan@gmail.com