Cimriliğin, kişinin çocukluk döneminde yaşadığı travmalara ve yanlış anne, baba tutumlarına bağlı olarak ortaya çıktığını düşünüyorum. Cimri insan paylaşımcı olmadığı gibi aynı zamanda bencildir.
Cimri olan bir kişi paylaşımda bulunacağı zaman kendisinden bir parça kopuyormuşçasına rahatsız olur ve bir kayıp yaşayacağını düşünür.
Kimileri tutumluluk ile cimriliği aynı kefeye koyar. İkisi de birbirinden farklı şeylerdir. Tutumluluk ile cimriliği birbirinden ayıran en önemli detay!
Tutumlu insan güvende olma, cimri insan ise kendini güvensiz hissetme eğiliminde olur. Genel anlamda tutumlu insanın empati duygusu yüksektir insana karşı maddi ve manevi anlamda zarar vermekten sakınır.
Cimri olan kişi ise kendini fazla önemser ve başka insanların çıkarları onlar için hiç önemli değildir ve empati duygusundan da yoksundur.
CİMRİ insanın esasları ne olursa olsun ilgiyi hak etmezler. Yaşamları boyunca hayatın hazzını tatmadan yaşayan insandır.
Zengin ama cimri bir kişi bana göre dilenciden daha fakirdir ve toplumda sevilmezler.
Hâlbuki cömertlik asil bir özelliktir. Cimrilik ise kusurdan öteye hastalıktır.
Oysa dürüstlük, samimiyet, sadelik, alçakgönüllülük, cömertlik, kibir eksikliği ve başkalarına hizmet etme yeteneği her ruhun ulaşabileceği nitelikler olup, hayatın manevi olarak gerçeklik temelidir.
Cimrilik doğal olarak eş dost ve arkadaşlar arasında da alay konusu edilir. Arkadaşlar arasında yenilen ve içilen şeylerin gideri ödenirken ödemeyi yapmamak için ağırdan alarak geri durup elini cebine atmayan kimselere de ayrıca “cebinde akrep var” sözü şaka yollu olarak söylense de gerçeklik payı da vardır.
olduğu halde harcamaya korkan cimri, pinti ve sıkıntıdan dem vuranlara “varyemez” yani varlık içinde yokluk çeken manasında söylenen sözlere de çokça rastlarız.
Elimizde var iken yiyelim, içelim, sıkıntıda olanlara karınca kararınca yardım edelim. Bu dünya hem cömertlik ve alçak gönüllülükten oluşur. Hayalini kurduğumuz istekler için henüz erken deyip onları ileri zamanlarda daha iyi gerçekleştirilebileceğimiz düşüncesinden sıyrılalım.
Yarın çok geç olabilir.
Bütün mazeretler yerinde saymamıza yol açar. Öyle bir an gelir ki artık ertelenecek bir hayatınızın kalmadığını fark ettiğinizde bedelini pişmanlık olarak dahi ödeyemezsiniz.
Kim bilir belki fikir birliği istemek imkânsızdır. Gecikmiş her karar ertelenmiş bir umuttur. Oysa hayat umutları ertelenmeyecek kadar güzel. “Cimri, tutumlu ve cömert insanın toplumdaki yerini belirlemek” sizlerin elinde. Aksi takdirde hayal kurarsınız.