Yılmaz, Türkiye’nin birlik ve beraberlik içinde bölgede söz sahibi olduğunu ve savunma sanayisinde bağımsızlık yolunda önemli adımlar attığını belirtti. Konuşmasında Gazze'deki son gelişmeler ve uluslararası politikalar da geniş bir yer tuttu.

Savunma Sanayisinde Büyük Atılımlar

Yılmaz, konuşmasında savunma sanayisinin Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinde kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizdi. Geçmişte, bazı ülkelerin Türkiye'ye parasıyla bile belirli savunma sistemlerini satmadığını hatırlatarak, “Biz artık bu ürünleri kendimiz üretiyoruz ve ihraç ediyoruz. Geçen yıl savunma sanayi ihracatımız 5.5 milyar doları buldu, bu yıl 6.5 milyar doları aşmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki yıl ise 7 milyar dolara ulaşmak istiyoruz,” dedi.

Yılmaz, İstanbul’da düzenlenen savunma sanayi fuarını ziyaret ettiğini ve burada sektör temsilcileriyle bir araya geldiğini belirterek, “Savunma sanayi çalışanlarımız her zamankinden daha azimli ve kararlı bir şekilde çalışmalarına devam ediyor. Biz, bu sektörde tam bağımsız olmayı hedefliyoruz ve bu hedefe ulaşacağız,” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Bölgedeki Rolü ve Jeopolitik Gelişmeler

Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin Orta Doğu’daki rolüne dikkat çekerek, bölgede istikrarın sağlanması için Türkiye'nin önemine vurgu yaptı. “Bugün Orta Doğu'ya baktığınızda, Gazze'de soykırım suçu işleyen ülke hariç, bölgedeki hiçbir devletin zayıflaması gerektiğini düşünmüyoruz. Bölgede emperyalist hedefleri olanlar değil, bu toprakların gerçek sahipleri kazanacaktır,” şeklinde konuştu.

Yılmaz, Türkiye’nin komşu ülkelerle olan ilişkilerinde her zaman dostane ve barışçıl bir politika izlediğini belirterek, “Türkiye, bölgedeki tüm toplumlarla iş birliği yaparak, güçlü bir şekilde yoluna devam edecektir,” dedi.

Ekonomik Durum ve Orta Vadeli Programın Hedefleri

TYP Derneği'nin hukuk zaferi: 6 ay ve üzeri TYP çalışanları ilave tediye ödemelerini almaya başladı TYP Derneği'nin hukuk zaferi: 6 ay ve üzeri TYP çalışanları ilave tediye ödemelerini almaya başladı

Konuşmasında ekonomik gelişmelere de değinen Yılmaz, Türkiye’nin son yıllarda ekonomik alanda zor bir dönemden geçtiğini kabul etti ancak alınan önlemlerle istikrara doğru ilerlediklerini belirtti. Pandemi sonrası küresel ekonomik sıkıntılar, enflasyonla mücadele ve jeopolitik krizler gibi faktörlerin Türkiye ekonomisini etkilediğini ifade eden Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Pandemi sonrası dünyada toparlanma süreci devam ediyor ancak eski ekonomik düzen hala tam anlamıyla sağlanmış değil. Bu dönemde, Türkiye ekonomisi büyümeye, istihdam yaratmaya ve ihracatını artırmaya devam ediyor. Orta Vadeli Programımızda belirlediğimiz hedeflerin büyük bir kısmına ulaştık, hatta bazı alanlarda hedeflerimizin ötesine geçtik.”

Enflasyonla Mücadelede Kararlılık Vurgusu

Yılmaz, enflasyonla mücadelede izlenen politikalara dair detaylar verdi ve Türkiye’nin üç aşamalı bir programı başarıyla uyguladığını açıkladı. “Öngörülebilirliğin olmadığı bir ortamda yatırım yapılamaz. Bu yüzden enflasyonla mücadeleye büyük önem veriyoruz. Geçiş sürecini başarıyla tamamladık, şimdi dezenflasyon sürecindeyiz. Önümüzdeki yıl, enflasyon oranını %20’nin altına indirmeyi hedefliyoruz,” dedi.

Yılmaz, bu sürecin Türkiye ekonomisi için hayati olduğunu belirterek, sürdürülebilir büyüme ve kalıcı sosyal refah için öngörülebilir bir ekonomik ortam yaratmanın önemine dikkat çekti.

Deprem Bölgesinde Yatırımlar ve Kalkınma Planları

Diyarbakır’ın da etkilendiği 2023 depremine değinen Yılmaz, depremin yaralarının sarılması için yoğun çaba sarf ettiklerini belirtti. “Geçen yıl yaşadığımız deprem, ülkemizin tarihindeki en büyük afetlerden biriydi. Diyarbakır da bu afetten nasibini aldı ancak yatırımlarımız ve desteklerimizle bölgeyi kalkındırma çabalarımız sürüyor,” dedi.

Yılmaz, Diyarbakır’ın ekonomik potansiyeline dikkat çekerek, tarım, sanayi ve ticaret alanlarında yapılan yatırımlarla kentin ekonomik geleceğini şekillendirmeyi amaçladıklarını belirtti. Özellikle tarım sektörüne yapılan yatırımların önemine değinen Yılmaz, Silvan Projesi gibi dev sulama projeleriyle Diyarbakır’ın tarımsal üretimde patlama yapacağını ve bu potansiyelin sanayiye aktarılması gerektiğini ifade etti.

Silvan Projesi ve Tarımsal Kalkınma

Silvan Projesi’nin önemine dikkat çeken Yılmaz, bu projenin tamamlanmasıyla 2.4 milyon dönüm arazinin sulanabilir hale geleceğini ve Diyarbakır’ın tarımsal üretiminde büyük bir artış yaşanacağını belirtti. “Bu proje, Atatürk Barajı’ndan sonra Türkiye’nin en büyük sulama projesi. Tarımsal üretimdeki artışı sanayi ve ticaretle birleştirerek, Diyarbakır’ın ekonomik potansiyelini katma değeri yüksek bir yapıya dönüştürmeliyiz,” şeklinde konuştu.

Yılmaz, geçmişte terör örgütlerinin Silvan Projesi’ne yönelik saldırılarını hatırlatarak, “Bir yandan hizmet gelmediği iddiasında bulunanların, bu hizmetleri engelleyen terörist saldırılarını Diyarbakır halkının ve Türkiye’nin hatırlaması gerekiyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz bu projeyi tamamlayacağız,” dedi.

Türkiye’nin Enerji ve Ekonomik Bağımsızlığı İçin Stratejik Adımlar

Yılmaz, Türkiye’nin enerji alanında attığı adımlara da değinerek, yerli ve milli kaynakların önemine vurgu yaptı. Özellikle son yıllarda Türkiye'nin savunma sanayisindeki bağımsızlık mücadelesinin, enerji ve diğer stratejik alanlarda da sürdürüldüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, konuşmasını “Türkiye, birlik ve beraberlik içinde, ekonomik ve askeri alanda bağımsızlık hedeflerine emin adımlarla ilerliyor. Biz, tüm bu zorluklara rağmen yolumuzdan sapmayacağız ve ülkemizi daha güçlü bir konuma taşıyacağız,” sözleriyle tamamladı.

Diyarbakır İş Dünyasının Talepleri ve Gelecek Hedefleri

Programın sonunda Yılmaz, Diyarbakır iş dünyasının temsilcilerinden gelen talepleri dinledi ve bölgedeki ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi için atılması gereken adımları değerlendirdi. Diyarbakır’ın ekonomik potansiyelinin sadece tarım ve sanayiyle sınırlı olmadığını belirten Yılmaz, turizm ve kültürel zenginliklerin de bölge ekonomisine katkı sağlayacak şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Ekonomik Reformlar ve Kalkınma Vurgusu

Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin ekonomik alanda gerçekleştirdiği reformların ve izlediği makroekonomik politikaların doğru yönde olduğunu belirterek, Türkiye’nin küresel ve bölgesel zorluklara rağmen büyümeye ve kalkınmaya devam edeceğini ifade etti.

“Türkiye’nin ekonomik göstergeleri, doğru bir yolda ilerlediğimizi gösteriyor. Makroekonomik politikalarımızla hedeflerimize ulaşacağız ve Türkiye’yi daha güçlü bir geleceğe taşıyacağız,” dedi.

Kaynak : PHA

Kaynak: rss