Özdağ’ın X (eski adıyla Twitter) hesabında yaptığı açıklama, tahliyeye ilişkin duyduğu rahatsızlığı ve toplumsal adalet duygusunun nasıl zedelendiğini gözler önüne serdi.
Ümit Özdağ'dan Sert Eleştiriler: “Halk Düşmanısınız”
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, tahliye kararı sonrası yaptığı açıklamada, Polat çiftini sert bir dille eleştirdi. Özdağ, tahliye sürecine dair, "Nasıl çıktıklarını biliyorum ama yazamıyorum" ifadelerini kullanarak adalet sistemine yönelik şüphelerini dile getirdi. Özdağ, Polat ailesinin toplumdaki yoksulluğa ve çaresizliğe rağmen lüks bir yaşam sürdürmesini, "görgüsüz zenginlik" olarak tanımladı. Bu zenginliğin ve yaşam tarzının gençler arasında kötü bir örnek teşkil ettiğini vurgulayan Özdağ, Polat ailesinin "halk düşmanı" olarak nitelendirilmesi gerektiğini söyledi.
Toplumda Derin Bir Yara: Gençlerin Umudu Tükeniyor
Özdağ'ın paylaştığı mesajlardan biri de gençlerin bu süreçte yaşadığı hayal kırıklığını özetledi. Paylaşılan bir gençten gelen mesajda, "Bu ülkede onurlu ve ahlaklı yaşamanın artık enayilik olarak tescillendiği" ifade ediliyordu. Gençler, tahliye sonrası adalete olan güvenlerini kaybettiklerini ve ülkeden gitme planlarını artırdıklarını belirtti. Bu görüş, toplumun geniş bir kesiminde yankı buldu ve özellikle yolsuzluk, lüks tüketim ve adalet sistemine dair tartışmalar yeniden alevlendi.
"Yargıya Olan Güven Tamamen Ortadan Kalkabilir"
Özdağ, yaptığı açıklamada Dilan ve Engin Polat davasının, toplumda ciddi bir adalet krizine yol açabileceği uyarısında bulundu. Özdağ, yargıya duyulan güvenin hızla eridiğini ve bunun sonuçlarının ağır olabileceğini belirtti. “Adalet mülkün yani devletin temelidir. Devletin temeli ile oynamak ağır sonuçlar doğurur” diyerek bu durumun ülkenin sosyal dokusunu tehdit ettiğini vurguladı.
Gazetecilerin ve Halkın Tepkileri: “Yorgunluğum Arşa Çıktı”
Ümit Özdağ’ın paylaşımında yer verdiği bir gazetecinin mesajı da toplumda adalet arayışının ne denli derin olduğunu gösteriyor. Otizmli çocuğuna adalet arayan bir annenin duygusal mesajı, Polat davasının toplumun çeşitli kesimlerinde yarattığı derin hayal kırıklığını bir kez daha ortaya koydu. Gazeteci, yolsuzluk haberlerini yaparken yaşadığı zorlukları anlatırken, Polat çiftinin tahliyesinin yargıya olan güveni daha da sarstığını ifade etti. “Bu ülkede işkence görerek ölen otizmli çocuk için adalet gelmedi. Polatlar davası herkeste yargıya karşı derin yara açmıştır” sözleriyle Polat davasının yarattığı travmayı gözler önüne serdi.
"Yargı Sürecine Gelen Tepkiler ve Sosyal Medya Fırtınası"
Polat çiftinin tahliyesi, sosyal medyada büyük bir tepki fırtınası yarattı. Gerek halktan gerekse siyasetçilerden gelen eleştiriler, adaletin eşit uygulanmadığına dair ciddi kaygıları artırdı. Sosyal medyada, Polat çiftinin lüks yaşam tarzı ve kazançlarıyla ilgili iddialar tekrar gündeme gelirken, bazı kullanıcılar adalet sisteminin "zenginlere ayrıcalık tanıdığı" düşüncesini paylaştı.
"Gençler Arasında Yükselen Göç Eğilimi"
Tahliye sonrası, gençler arasında ülkeyi terk etme eğiliminin arttığına dair paylaşımlar da dikkat çekti. Özellikle eğitimli gençler, adalet sistemine duyulan güvensizlik ve fırsat eşitsizliği nedeniyle yurtdışına göç etmeyi bir çıkış yolu olarak görüyor. Ümit Özdağ’ın paylaştığı mesajlar, bu eğilimin giderek yaygınlaştığını ve Polat davasının bu süreci hızlandırdığını gösteriyor. Gençler, ülkede adil bir düzenin olmadığını ve dürüst bir yaşam sürdürmenin imkansız hale geldiğini savunuyorlar.
"Toplumda Derin Bir Adalet Krizi"
Dilan ve Engin Polat’ın tahliyesi, Türkiye’de adalet sistemine olan güvenin sarsıldığı bir dönemde, toplumda yeni yaralar açtı. Ümit Özdağ’ın paylaşımları, bu tahliye kararının toplumda adalete duyulan inancı zedelediğini, gençler arasında umutsuzluk yarattığını ve yargıya olan güvenin hızla eridiğini ortaya koydu. Polat davası, sadece hukuki bir mesele olmaktan çıkıp, toplumun her kesiminde adalet arayışının simgesi haline geldi.
Kaynak : PHA