Türkiye’nin nüfusunun %99’u Müslüman.

Kur’an, İkra (oku) oku diye başlıyor.

Allah Kur’an’da insanlardan okumalarını, dinlerini Kur’an’ı anlayarak ve bilerek yaşamalarını, ibadetlerini Kur’an’a göre yapmalarını söylüyor.

İnsanlar arasında ayırım yapılmamasını, eşit ve adaletli davranılmasını,

Toplumun istişareyle (ortak akla) dayalı yönetilmesini, kararların istişareyle (ortak akılla, demokratik olarak) alınarak yönetilmesini emrediyor.

Dindar

Dindar, okuyan, Kur’an’a göre yaşayan, ibadetini Kur’an’a göre yapan kişidir.

Toplumun istişareye (ortak akla) dayalı yönetilmesi,

Yönetenlerin eşit ve adaletli davranmaları, insanlar arasında ayırım yapılmaması için çalışan ve mücadele eden kişidir.

Yönetenlerin, Allah’ı ve dini kullanılarak çıkar, menfaat ve güç sağlanmalarına karşı çıkan ve izin vermeyen kişidir.

Dinci

Kur’an İkra (oku) diye başlamasına rağmen, okumayan, İslamiyet’i Kur’an’a göre yaşamayan, ibadetlerini Kur’an’a göre yapmayan,

Yönetenlerin toplumu istişareye (ortak akla) dayalı yönetmemelerine, insanlar arasında ayırım yapmalarına, eşit ve adaletli davranmamalarına, itiraz etmen ve karşı çıkmayan,

Yönetenlerin Allah’ı ve dini kullanarak çıkar, menfaat ve güç sağlamalarına karşı çıkmayan,

Bağımlılık kültürü ve öğretilmiş ezberlerle hareket ederek yönetenlerin yaptıklarının doğruluğunu ve yanlışlarını sorgulamayan, kişidir.

Türkiye’nin de aralarında yer aldığı 57 İslam ülkesinin yurttaşları, okumuyorlar. Kur’an’a göre yaşamıyorlar. Dindar değil dinciler.

İstişareye (ortak akla) dayalı yönetilmiyorlar.

İslam ülkelerinin yurttaşları, Kur’an’da yer almayan, Kur’an dışı üretilmiş yapılar olan, Allah’ı ve dini kullanarak çıkar ve güç sağlayan tarikatların öğretilerine göre hareket ediyorlar.

Allah’ı ve dini kullanarak güç, çıkar ve menfaat sağlayan tarikatlar liderleri tarafından, güdülüyorlar.

Kur’an okumayı, öğrenmeyi, doğru olanı yapmayı, yanlış olana karşı çıkmayı söylemesine karşın Müslüman ülkelerinin yurttaşları, bağımlılık kültürü ve öğretilmiş ezberlerle hareket ederek tarikatlar liderlerinin yaptıklarının doğruluğunu ve yanlışlığını sorgulamadan benimsiyor ve onaylıyorlar.

Kur’an, insanlar arasında sevgiyi, eşitliği, adaleti, hoşgörüyü, dayanışmayı, barış içinde yaşamayı söylemesine karşın Müslüman ülkelerde eşitlik, adalet, dayanışma yoktur. Allah’ı ve dini kullanarak güç, çıkar sağlayan tarikatlar ve tarikat mensupları arasında çıkar ve güç savaşı yaşanıyor. Hiçbir İslam ülkesinde barış ve huzur yoktur.

Nüfusunun %99’u Müslüman olan Türkiye’de, kendisini Müslüman partisi olarak tanımlayan, Allah’ı ve dini kullanarak siyaset yapan, güç ve çıkar sağlayan AKP 19 yıldır tek başına iktidarda. AKP’nin yönetiminde Türkiye geriledi ve yoksullaştı. İşsizlik arttı.

Demokrasi, hukuk, eşitlik, adalet, dayanışma yok oldu.

Toplum inanalar, inanmayanlar, benden olanlar benden olmayanlar diye ayrıştırıldı ve bölündü.

Ülkede, barış, huzur ve düzen bozuldu.

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakınları lüks ve şatafat içinde yaşıyorlar. AKP üst yöneticileri lüks ve şatafat içinde yaşıyorlar.

Kur’an’da anlatılanlar, kendisini Müslüman partisi olarak tanımlayan AKP iktidarında toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel anlarda yapılan uygulamalar karşısında Müslümanların tutum ve davranışları göz önüne alındığında, kendilerini Müslüman olarak tanımlayanlar:

“Dindarlar mı?”

“Dinciler mi?”

Türkiye’nin iyi yönetilmesi, başarılı olması, gelişmesi, zenginleşmesi, kalkınması için, Müslümanların Kur’an göre yaşamaları, dindar olmaları, dindar tavır ve davranışı sergilemeleri gerekiyor.

Aksi halde Türkiye, kötü yönetilmeye, başarısız olmaya devam eder.