Yemeğe başlamadan önce çorba içmek kültürümüzün adeta bir parçası. Ana yemek öncesinde çorba içmek tokluk hissi vermesi ve daha küçük porsiyonlar tüketmeyi sağlaması bakımından sofralarda önemli bir yere sahip. Özellikle gribin yaygın olduğu kış mevsiminde, çorbaların bağışıklığı destekleyici faydaları saymakla bitmiyor. Ayrıca kilo kontrolünde olanların mutlaka çorba tüketmesi gerektiğini belirten uzmanlar, kış aylarında çorba içmenin vücudun ısısını artırarak üşümeyi azalttığını, midenin gerilmesini sağladığı için de yemeğin daha az yenilmesini sağladığını söylüyor. Çorba içmek aynı zamanda vücudun serotonin seviyesini artırarak kişiye mutluluk veriyor, vücudun ihtiyaç duyduğu sıvı miktarını dengeliyor ve ana öğünlerin daha kolay bir şekilde sindirilmesini sağlıyor. Özellikle bakliyatlar, sebze ve et ile hazırlanan çorbalar, vücudun hastalık direncini artırarak, grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara yakalanma riskini de düşürüyor.
Aslında birçok besinin artık olarak görülen fakat oldukça besleyici role sahip olan bazı kısımları da çorbalarda değerlendirilebiliyor. Örneğin brokoli pişirdiğinizde veya salata yaptığınızda saplarını kesip atmak yerine pişirilebilir ve brokoli çorbasında değerlendirilebilirsiniz. Eğer besinin artık kısımlarını değerlendirmek mümkün değilse kompost yapımında kullanılabilirsiniz. Kompost Nedir? diyenlere kısaca açıklayalım. Kompost, bitkisel kaynaklı gıda artıklarının mikroorganizmalar tarafından biyolojik olarak parçalandığı, verimli toprağı besleyen koyu, topraksı, besleyici, zengin bir materyal haline getirilmiş hali. Kompost, gübreye göre daha ekonomik ve organik bir seçenek olmakla birlikte gıda artıklarının değerlendirilmesine ve israfın önüne geçilmesine de büyük destek oluyor. Diğer yandan karışık bakliyatlı çorba yapmak istiyor fakat her gıdayı ekonomik anlamda almanın maliyet yükünü taşımak istemiyorsanız da sağlıklı çözümler bulmanız mümkün.
Türkiye, araştırmalara göre Rusya ve Meksika’dan sonra en çok çorba tüketen ülke konumunda yer alıyor. Özellikle de vitamin ve mineral açısından besleyici çorbaların fazlaca tüketildiği ülkemizde, kış aylarında bakliyatlı çorbalara ilgi de bir o kadar artıyor. Fakat günümüzde metropol yaşamının artması, yemek hazırlamak için mutfakta geçirilmesi gereken zamanın azalması gibi nedenlerle birçok kişi hem pratik hem de hızlı şekilde yapılabilen çorbalara yöneliyor. Kış aylarının vazgeçilmez bakliyatlı çorbalarını besleyici ve pratik şekilde Bizim Mutfak Bakliyatlı Çorba serileri ile bir araya getirerek tüketicilerine sunan Ajinomoto Türkiye, aynı zamanda bu üretimi bir sosyal sorumluluk çalışmasına da dönüştürerek ürettiği çorbaları “Çorbada Tuzun Olsun Derneği” ile de paylaşıyor. Gıda kaybı ve israfının önüne geçmek için projeleriyle ve STK iş birlikleriyle dikkat çeken Ajinomoto Türkiye iki yıldan beri gıdaya erişim hakkına dikkat çekmek amacıyla Çorbada Tuzun Olsun Derneği’yle beraber evsizlere Bizim Mutfak çorbaları dağıtıyor. Ocak 2019’dan bu yana düzenli olarak derneğin tüm çorba ihtiyacını Bizim Mutfak çorbalarıyla karşılayan Ajinomoto, Şubat 2019’dan bu yana derneğe 1.729,860 kg çorba temini sağladı. Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) ile Ocak 2019’da imzaladığı anlaşma kapsamında ise Türkiye'deki yoksul aileler için çalışarak ürünlerini TİDER aracılığıyla bu ailelerle paylaştı ve hem gıda israfıyla hem de yoksullukla mücadele alanında başarılı bir sosyal fayda yaratmayı amaçladı. Türkiye'de bakliyat üretimine büyük bir önem veren Ajinomoto; küresel sürdürülebilirlik, gıda kaynakları ve sağlıklı yaşam sorunlarının çözümüne katkı sağlama amacı doğrultusunda Bizim Mutfak Bakliyatlı Çorba ve “Superfoods” Çorba serilerinin üretimiyle daha fazla insana besleyici ve pratik lezzeti ulaştırırken, küresel israf gerçeğine dikkat çekerek ürettiklerini ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaya da devam ediyor.