Dünya ve ülkemiz bir anda, hayatı alt üst eden bir virüsle tanıştı. Adı: CORONA!...
Kısa zamanda çok büyük acılar yaşattı Corona...
Hayatımız ölümle yaşam arasında ince bir çizgi!...
2020 yılını hiç ama hiç unutmayacağız...
Corona salgını insanlığı derinden sarstı, bu virüs insanlara ölüm, korku ve endişe saçarken aynı zamanda dünyanın artık kendine gelmesi gerektiği konusunda da bizi düşünmeye sevketti. Başka bir deyişle bize büyük bir ders verdi . Dünyayı adeta içine alan bir pandemi dersi diyelim.
Nelerden mi ders aldık, ya da neleri öğrendik?...
Var olmak, yok olmak, yaşamak ve yaşatmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendik.
Oysa ne kadar da önemliymiş dokunabilmek, birinin elini dostça sıkmanın, sevgiyle kucaklaşmanın, yan yana yürümenin, komşumuza gitmenin ne kadar değerli, ne kadar anlamlı olduğunu öğrendik!...
Düşünün ülkemizde ve dünyada Corona'dan önce neleri konuşuyorduk, neler konuşuluyordu ;
Terörü konuşuyorduk, Ortadoğu, Suriye politikasını konuşuyorduk. Mülteci sorununu konuşuyorduk. Işid , El Kaide gibi Terör örgütlerinin yaptığı eylemleri konuşuyorduk, ABD' nin iki yüzlü emperyalist politikasını konuşuyorduk.Bir anda dünya gündemi Coronavirüs oldu.
İnsanları öldüren insanlar, Corona'nın öldürdüğü insanlar ve çelişkiler silsilesi!...
İnsan sağlığının ne kadar önemli olduğunu öğrendik.
İnsan sağlığına ne kadar yatırım yaparsak , bilim ve teknolojinin ne kadar önemli olduğunu dayattı bize.
Güç, para, sosyal statü hepsini yerle bir etti Corona!...
Ve bu süreçte sağlık çalışanlarımızın ne kadar fedakar olduğunu, bilim için, insan hayatını kurtarmak için kendilerini adeta bir denek olarak esirgemediklerini gördük. (Tüm sağlık çalışanlarımıza bir kez daha yürekten teşekkür ederim)
Hepimizin yer yer dile getirdiği, dünya artık eskisi gibi olmayacak. Evet dünya yeni bir döneme giriyor. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yaşam tarzımız, alışkanlıklarımız değişecek.
Virüs sonrası her anlamda farklı bir dünyayla karşılaşacağımız kesin. Bu sürecin acı da olsa hepimize bir ders verdiği kanısındayım. Yaşamak için sık sık bahsettiğimiz "Sosyal mesafe" ve şimdi dillendirilen "Kontrollü Sosyal Hayat" kavramı hayatımızı şekillendirecek, yön verecek!...
Hükümet can kaybı sayısındaki azalma ve iyileşenlerin sayısının yeni vakalardan fazla olduğunu gerekçe göstererek "kontrollü yaşam"adı altında yeni bir süreci başlatmaya hazırlanırken,hepimiz kendimizi kontrol etmeyi, kurallara dikkat etmeyi öğreneceğiz.
Fakat bir gerçek varki gözardı edilmemeli. Ülkemizde can kaybının 90 küsürlerden 60'lara düşmesi Corona'nın bittiği anlamına gelmiyor, salgının durduğu anlamına gelmiyor!...
Corona virüsüne nereden bakarsak bakalım bizlere öğretisi ve uyarıcı dersi vermeye devam edecek. Şöyleki , dünyayı yöneten, insanlığı ezen,sömüren kaptialist yönetim sistemlerin bir virüs karşısında çaresizliklerine tanık olduk.
Bu tür salgınlara karşı mücadele tank,Top,tüfek her türlü nükler silahla olmuyormuş.Ancak bilimle, Akılcılıkla , demorasiyle...Adaleti,eşitliği,özgürlüğü sağlayarak dayanışma ruhuyla hareket etmenin önemini yüzümüze adeta bir şamar gibi vurdu.
Ne kadar güçlü olursak olalım, gücümüzü birleştirmemiz gerekteğini bize hatırlattı.
Bugüne kadar herşeyin güç ve maddiyat etrafında geliştiği sadece kapitalizmin esiri bir dünya yaratıldı. Rant uğruna tahrip edilen doğa, kesilen ağaçlar, kısacası insanları pervasızca doğaya verdiği zarar yüzünden gün geçtikçe tüm canlıların yaşamı için ciddi tehdit oluştu. Çevrenin kirlenmesi, ekosistemin dengesini bozarak küresel ısınmaya yol açması. Yaşam alanlarımızın giderek daralmasına neden oldu.
Ne dersiniz , İnsanlık tüm bunlardan ders aldı mı acaba ?....
Oysaki dünya güçlerinin ya da insanlığın en önemli amacı insanlığı yaşatmak, sosyal adalete ve refaha kavuşturulması olmalıydı.
Diğer taraftan biz insanoğlu virüs nedeniyle evlere hapsolmuşken doğa şaşmaz bir düzen içerisinde daha bir başka canlandı, Hayvanlar ait olduklar alanlarda korkusuzca dolaşmaya başladı. Birbirimizin yaşam alanlarını kısıtlamadan, yok etmeden yaşamak ne kadar da güzel ne kadar da anlamlıymış meğer!...
Dün olduğu gibi, bugün de, gelecekte de bu tür epidemiler yani bulaşıcı hastalıklar bitmeyecektir, her zaman yenileri olacaktır. Dolayısıyla biz insanoğlunun Corona'yla değil kendi kendisiyle savaşıdır aynı zamanda. Ne zaman ki bir arada hoşgörü çerçevesinde birbirimize ve tüm doğaya saygı göstererek, bibirimizin hakkına, hukukuna girmeden barış içinde yaşamayi öğrendiğimizde işte o zaman bu savaş son bulur.
Daha eşitlikçi, paylaşımcı, üretici ve adaletli bir dünya diliyorum.
Önemli Not: Covid 19 Pozitif vakaların artması nedeniyle Adıyaman Gölbaşı ilçemiz genelinde ve tüm mahallelerde 14 gün süre ile karantina uygulaması başlatıldı.
Allah tüm vatandaşlarımızı ,yakınlarımızı ve sevdiklerimizi korusun, Gölbaşı ilçemiz halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. 08.05.2020
Fatma Ulubey
#EvdeKalın
#SağlıklıKalın