Hayatımız sınavlarla geçiyor. Manevi sınavların yanı sıra, fani dünya hayatı devam ettiği sürece, dünyevi sınavlarda bitmemektedir. Her sınav,  insan hayatında önemli bir dönüm noktasıdır.

Daha dün hayatımızda önemli bir yer tutan, Üniversiteye girişteki o sınavlardan biri olan YGS sınavı yapıldı. Çocuklarımızın çektiği sıkıntı ve heyecan yetmezmiş gibi, anne babalar da bunu fazlasıyla yaşamaya başladı.

Bu heyecanı yaşayanlardan biri de bendim. Yıllarca, yüzlerce sınava girmiş bir olarak, ben de en az oğlum kadar heyecanlanmaya başladım.

Çocuklar ve ebeveynler için, gerçekten çok zor bir sınav. Yıllardır bu sınavda başarılı olmak için hazırlık yapıyorsun… Geleceğin en önemli halkası olan bu YGS sınavında, ipi rahat bir şekilde göğüsleyebilmek için, gerek bedenen, gerek, ruhen ve gerekse psikolojik olarak tam anlamıyla hazır olunması gerekiyor.

Her sınavdan önceki on gün, son derece önemlidir. Çünkü kendin rahat etmiş olsan bile, seni bırakmayan onlarca sebep ortaya çıkmaya başlıyor. Çevresel faktörler, insanî ilişkiler, bu işin uzmanı oldukları söylenen akıl vericiler, daha neler neler… Yaygın medya araçlarında akıl verenler, bu on gün boyunca yapılması, yapılmaması ve uyulması gereken bir takım kurallar önünüze koyarlar. Heyecan ve sıkıntı yoksa da “illa bunlara uyacağım” diye kendini zorlayarak, heyecan fırtınasına sokarsın.

Sınav günü, önemli bir gündür. O gün gelip çattığında, yeterince hazırlandığın ve sağlıklı bir şekilde bugüne ulaştığın için, mutlu olursun, kendini huzurlu hissedersin. Son derece önemli olan bir sınavda, başarılı olmanız sadece bu birkaç saate kalmıştır. Başarılı da olabilirsin, başarısız da… O kadar da kafaya takmamak gerek. Dünyanın sonu değil ya!

Bu önemli sınav gününü başarılı bir şekilde geçirerek, herhangi bir aksaklıkla karşılaşmamak için, elbette uyman/uyulması gereken bazı kurallar vardır. Dışarıdan yönlendirmelere çok fazla takılmadan, bence uyulması gereken kuralları, kendinizin bildiği kanaatindeyim.

Malum Üniversite sınavından önce, biraz korku ve biraz heyecan yaşamak çok normaldir. Hatta biraz kaygının, iyi performans göstermek açısından olumlu etkisi olacağı düşüncesindeyim. Gerçek potansiyelin kullanılmasını ve adaptasyonun çok olacağını düşünüyorum. Ancak, aşırı kaygı da paniğe neden olur ki işte bu tehlikelidir, bunu da unutmayalım.

İnsan, bir şeye adapte olduğu zaman, etraftaki seslerden daha çok kafasındaki sesleri dinler. Yani kendine olumlu ve destekleyici şeyler söylediğinde, kendini daha iyi hisseder;  ama kendine olumsuz şeyler söylediğinde,  korku, endişe gibi olumsuz duygular yaşar ki bu da paniklemeye sebep olur, bu da istenmeyen bir durumdur

“Günün birinde kurbağalar arasında direğe çıkma yarışı düzenlenmiş. Direğin en tepesine çıkan kurbağa yarışı kazanacakmış. Kurbağalar aralarında konuşmaya başlamışlar. “Bu direğe çıkmak çok zor”, “Buradan düşmeden çıkmak imkânsız”, “Buradan çıkmayı başaran olmadı” gibi kaygı dolu düşüncelerini birbirleriyle paylaşmışlar. Bu arada yarış başlamış. Bu sefer seyirciler “Oraya çıkmak imkânsızdır, hepiniz düşeceksiniz” diye aralarında konuşuyormuş. Ne yarışmacılar ne de seyirciler direğin tepesine çıkmanın mümkün olduğuna inanıyormuş. Kısa bir süre sonra, kurbağalar teker teker düşmeye başlamış, düşmeyenler de korkudan yarı yolda yarışı bırakmış. Sadece biri büyük bir gayretle mücadele ederek direğin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemiş. Yarışmacılardan biri dayanamamış sormuş: “Hiçbirimizin başaramadığını sen nasıl başardın?” Kurbağa cevap vermemiş. Bir daha sormuşlar, yine yanıt yok. Başarılı kurbağa eliyle kulağını işaret etmiş, meğer kurbağa sağırmış ve konuşulanları duymuyormuş.(alıntıdır)”

YGS sınavına girmiş bütün öğrencilere başarılar diliyor, her şey gönüllerince olsun diyorum.

Kazanamazsanız da olsun, dünyanın sonu değil ya!

Canınız sağ olsun yeter.

 

Kerim BAYDAK

[email protected]