Benim evim çatı dubleksli, oldukça büyük bir ev. Geçen seneye kadar oğlum ve Argos’la yaşadığım için açıkçası dar bile geliyordu. Lafı döndürüp dolaştırıp koca evde nasıl kendimi yalnız hissettiğime getireceğim, sizi fazla merakta bırakmadan söyleyeyim. Bu da yetmeyecek bir sürü malzeme alıntı da bulacağım.
İşte size bir tanesi: Geçen akşam komşunun balkonunda sohbet ediyoruz. Evlerden bahsediyoruz. Yeni tanıştığım bey birden bana hizmet eden çok güzel bir tespitte bulunuyor. Diyor ki; “ İnsan kokusu olmayan ev rutubet kokar.”
Evet ya, geçen seneden beri benim çatım müthiş derece de akıyor ve rutubet oldu tamamen. Çünkü oğlum ve Argos gittiğinden beri çatıyı sadece çamaşır yıkamak, asmak dışında kullandığım yok. Oralar da ne insan ne hayvan kokusu var. Olsa olsa kitap kokusu var, o da çatıya pek hitap etmiyor herhalde?
Şaka bir yana gerçekten canım yanıyor, yalnızlığıma ve kullanılmayan odalarıma. Çocukluktan kalma bir koku da temizlik kokusudur benim için. Benim annem ev hanımıydı. Temiz, titiz bir insandı. Hala da öyledir. Dolayısıyla okuldan dönüşlerimdeki o evdeki insan kokusu, temizlik kokusu hep etkilemiştir beni. Ben de temiz olduğumu söyleyebilirim, fakat eve geldiğim de öyle bir koku hissetmem. Acaba tıpkı parfüm gibi midir temizlik, kendine bulaştırmadan başkasına bulaştıramadığın ya da vücudunla uyum içinde olduğunda tıpkı parfümünün kokusunu duyamadığın gibi duyamaz mısın temizliğinin kokusunu(!) Çok alçakgönüllüyüm değil mi?
Şükürler olsun, dağcılık etkinlikleri ve Argos’ la aynı evi paylaşmak beni birçok takıntımdan kurtardı. Bugün daha esnek bakabiliyorum birçok şeye. Bununla ilgili bir alıntı da “ Kendin Olmak ( İpler Kimin Elinde)” adlı yapıttan yapmak istiyorum. Yazarı Wayne Dyer. Şöyle demiş yazar kitabının bir yerinde:
“ İnsanlar hayatın sunduklarını doyasıya yaşamak yerine, onları iyi veya kötü olarak yargılayıp, unutmayı tercih ederler. “ Bunun kokusu kötü.” Gibi. Kötü koku kavramını bir düşünelim. Aldığın bir kokudan hoşlanmayabilirsin, çünkü bedenin, seni onun yemenin zararlı olabileceği konusunda uyarıyor olabilir. Ama aslında bir kokunun kötü olması asla söz konusu değildir. Benzer şekilde insanlar kedilerinin kuşları avladığı için kötü olduklarını söylerler ama kediler başka türlü bir yaratık olmayı bilmezler ve doğanın onlara verdiği dürtülerle hareket ederler. Bundan dolayı onları kötü olarak yargılamak hiçbir şeyi değiştirmez. Ama gerçeğin ( nasıl etiketlersen etiketle) istediğin gibi olmayışını izleyerek kendini sömürür durursun. Eğer iyi/ kötü çelişkisinden rahatsızsan, bu kavramlar yerine; sağlıklı/ sağlıksız, yasal/ yasadışı, etkili/ etkisiz, işe yarar/ işe yaramaz gibi yaşamına anlam katacak değerlendirme kelimelerini kullanmaya başla.”
Kıssadan Hisse:
Benim çatımın akması ve rutubet olması bu durumda bana göre sağlıksız bir durum. Evimi oğlumla ve Argos’la paylaşmamak ise olsa olsa etkili bir durum. Ne de olsa hayatıma yeni(!) kişilerin girebilmesi için boşluk yaratmak gerekir. Çözüm kısmında ise, daha küçük ve rutubeti olmayan bir eve çıkmak en iyisi. Ayak işlerini yapmaya başlıyorum. Bu da işe yarar bir durum. Aslında ne kadar basit değil mi? Basit ama kolay değil!