Her gün bu coğrafyada bir acıyla uyanırken; bu ülkede kadınlar cinayete kurban giderken, evine ekmek götüremeyen baba, akşam çocuğumun yüzüne nasıl bakarım diye, çocuğunu komşuya bırakıp intihar ediyorsa, bu yüzyılda ülkemde siyanürle hayatına son veren ailelere tanık olduysak , yoksullukla ilgili bu kadar aile dramları yaşanıyorsa ,Pandemiyle birlikte son bir yılda 122 Bin'in üzerinde Esnaf iş yerini kapatmak zorunda kalmışsa!....
Hangi büyümeden bahsedeceğiz?...
Ve gündem her zaman olduğu gibi bir anda değiştirilse de asıl gündem issizliktir,yoksulluktur. Bunun en bariz örneği geçtiğimiz günlerde Adıyaman ilimizde yaşandı.Bu örnek aynı zamanda ülkemizin de gerçek tablosudur. Adalet Bakanlığı’nın Adıyaman’da açtığı 9 kişilik temizlik görevlisi kadrosu için, 5 bin 217 kişi başvurdu. Bunlardan Bin 143’ü üniversite mezunu. Buraya önemli bir not düşmek istiyorum. Bu başvuru süresi sadece 4 gün . Gün uzatılmış olsaydı acaba ortaya nasıl bir sayı çıkardı ?....
Bu tablo AKP iktidarının 19 yıllık bir tablonun da ürünüdür.
Gelelim Andımıza !...
1933'ten bu yana okullarda okutulan "Andımız"ın Danıştay kararıyla kaldırılması kararı ve sonrasında yaşananlar! Hatta devlet madalyalarından Atatürk'ün görüntüsünün silindiği haberleri de kamuoyuna yansıdı.
Bu ülkenin milli değerleriyle oynamak, ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı eşsiz lider Mustafa Kemal Atatürk'ü tartışmaya açmak, Atatürk üzerinden kutuplaştırmak neyin nesi?...
Atatürk bu ülkenin ortak değeridir.
Vicdanı olan herkesin kendisine şu soruyu sorması gerekir. Milli değerlerimiz olmasaydı,bugün Dini Bayramlarımızı kutlayabilir miydik,dini vecibelerimizi yerine getirebilir miydik?....
Bana söyler misiniz hangi ülke kendi kurtarıcı liderine ve devrimlerine bu kadar saldırır?...
Atatürk'ün Cumhuriyet-laiklik ve aydınlanmanın kazanımlarının itibarsızlaştırılması bu ülkenin ortak Milli değerlerimize de aslında bir saldırı ve en büyük haksızlıktır.
Mustafa Kemal Atatürk öyle bir liderdir ki, öyle bir ülke kurucusu ve kurtarıcısıdır ki, milleti için yaşadı, ömrü cephelerde geçti. Mecbur kalınmadıkça, Savaş Bir Cinayettir , Yurtta Barış, Dünyada Barış " ilkesi onun dünya duruşunu net gösteriyor.
Sırf itibarsızkaştırmak için Atatürksüz Çanakkale Zaferi dediler!....Onlar bunu yaptıkça halkın gözünde Atatürk daha da büyüdü!....
Siperler arası 8 metre. Yani ölüm muhakkak. 3 dakika önce gelen bölüğün tamamı şehit olmuş. Yeni gelenler bunu biliyor ve bir 3 dakika sonra kendisinin de şehit olacağının farkında ilerliyor. Ama ne ilerleme! Bir an bile sarsılma, durma, geriye bakmak yok. Okuma bilenler ellerinde Kur’an okuyor bilmeyenler Kelime-i şahadet getiriyor. Az sonra öleceğini bile bile gözünü kırpmadan şahadete gidiyor. İşte Çanakkale Savaşlarının zaferle sonuçlanmasını sağlayan şey milletimiz ve onun askerindeki bu yüce ruhtur. –
( Mustafa Kemal ATATÜRK)
Çok anlamlı bulduğum bir alıntıyı siz değerli okurlarla da paylaşmak isterim.
"Yunan Ordularının Başkomutanı General Trikupis’in anlattıkları, Hıfzı Topuz’un anılarından bir bölüm... Topuz, 1952 yılında Atina’daki Türk Büyükelçiliği’nde verilen bir davette karşısında duran 84 yaşındaki güler yüzlü, ak saçlı, zarif adamın General Trikupis olduğunu öğrenince heyecanlanıyor ve "Bu inanılmaz bir olay" diyerek ondan randevu alıp ertesi gün muhteşem bir röportaj yapıyor.
Mağlup komutan Trikupis’in Atatürk’ten sevgiyle ve büyük bir saygıyla bahsetmesi ilginçtir. Ona yenilen düşman ordusu komutanının bile saygı duyması, bugün Atatürk’e hakaret yağdıran içimizdeki ahlaksızlara bir ibret dersi olmalıdır. Trikupis, Hıfzı Topuz’a şöyle diyor:
"Bizim, Anadolu’da işimiz neydi? Biz yabancı devletlere alet olduk. Sizden de, bizden de bunca insan öldü. Bu kadar şehit verdik. Sonunda ne oldu. İşte, bugün kardeşiz. Hata idi Anadolu hareketi... Hem de muazzam bir hata!"
Savaştan 30 yıl sonra, Trikupis’in Atatürk hayranlığını dile getirmesi ve "Yabancı devletlere alet olduk. Ne diye bizi Anadolu’ya gönderdiler?" diye yakınması tarih kitaplarında yer alacak kadar önemlidir.
Her 29 Ekim’de Atina’daki Türkiye Büyükelçiliği’ne gidip, Atatürk’ün büyük boy fotoğrafı önünde saygı duruşunda bulunan 1868 doğumlu General Trikupis 1959 yılında 91 yaşında öldü.
Aynı cephede savaşmış düşman komutanları bile onun dehası karşısında sevgisini gizleyememişler.
Durum böyleyken, bizdeki Atatürk düşmanlarını anlamakta zorluk çekiyorum!...
Türkiye'yi sosyal- siyasal ve ekonomik açıdan hızla tüketenler bilmelidir ki, son dönemde Atatürk, laiklik ve cumhuriyete yönelik tehditleri, Ülkenin Kurtuluş Savaşı'yla kazanılmış sağlam temelleri sarsamayacaktır.
Andımız ayrıştırıcı değil birleştiricidir.
EY BÜYÜK ATATÜRK!...
Açtığın Yolda, Gösterdiğin Hedefe Durmadan Yürüyeceğime Ant İçerim.
Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını ,Çanakkale Şehitlerimizi bir kez daha saygı, şükran ve rahmetle anıyorum. 17.03.2021
Fatma Ulubey