Hayatımızı derinden etkileyen, bizi bazen hüzünlendiren, bazen sevindiren, coşturan aylar, haftalar, günler ve olaylar vardır.

Bu bazen inisiyatifimiz dışında gelişebilmektedir.

Böylesi durumlarda bir suçlu aranıyor, bazen de bulanabiliyor.

Moralimiz bozuk olur, canımız sıkılır, sıkıntılar yaşanır.

Bu aylardan bir tanesi işte Eylül ve Ekim ayıdır.

Kime sorsanız, kimse “bugün çok iyiyim” diye karşılık vermediğini göreceksiniz.

Herkes bir şekilde yorgun, argın, kırgın, canı sıkkın!

Kimi, ani değişen havalardan…

Kimi, havanın soğuyacak olmasından...

Kimi, kışın gelecek olmasından, yazın bittiğinden...

Kimi, kışlık zahiresini (odun, kömür, salça, kurutmalıklar…) toplayamadığından...

Kimi, bundan ailesinin, çoluk-çocuğunun nafakasını nasıl çıkaracağından...

Hâsılı herkes bir şekilde şikâyetçidir aylardan, özellikle Eylül ve Ekim ayından ve bu aylar içerisinde olanlardan.

***

Sevgi, insanın sahip olduğu en güzel duygu ve arzulanan bir kavram!

Sevgiyle çiçekler açar insanlar gönlünde, güzellik, ferahlık, zindelik ve aydınlık verir yüreğine.

Sevgi, çiçekleri açtırabilir, ama esas yüreklerde ölümsüzleştirir istenilenleri.

***

Paran varsa eğer, muhabbet gani.

Paran yoksa eğer, kötüsün yani.

Para her şey değil, mendebur cani.

Adam değilsin sen, bildiğini yap.

***

İnsanı insan yapan değerler vardır.

Bu değerleri toplum için değil de kişisel menfaatler uğruna kullandığında, telafi zor sıkıntılar ve problemler ortaya çıkmaktadır.

Günümüzde bunun en alasını yaşamaktayız.

***

Ağzı olan konuşuyor.

İnsanların ağzını kapatmak mümkün değil.

Hele insanlara doğru, düzgün, anlaşılır bir iletişim kurmak hiç mümkün değil.

Herkes bir âlem olmuş.

Aleni ve gizli düşman çok, hasetçi, kinci, kalın kafalı okumuş cahil çok, inançsız, imansız, saygısız insan çok.

Böyle bir ortamda, anlaşılabilir bir iletişim kurmak çok çok zor.

 

Kerim BAYDAK