Feyzullah kızı Zübeyde... 1857'de Selanik'te doğdu. Soyu, Karaman'dan iskan edilen Türkmen bir aileden geliyordu.

Fatma, Ömer ve Ahmet ismindeki üç çocuğunu erken yaşta kaybetti. 29 yaşındayken eşi Ali Rıza ölünce oğlu Mustafa ve kızı Makbule ile yapayalnız kaldı. 
Zübeyde Hanım bir süre sonra oğlunu askeri okula gönderdi. Böylece ona olan büyük hasreti başladı. 

Mustafa, 1906'da siyasi nedenlerden ötürü zindana atılınca Zübeyde Hanım Selanik'ten gelip İstanbul'da günlerce oğlunu aradı.
Oğlu Mustafa'nın asker oluşuyla, Zübeyde Hanım'ın da kaderi çizilmiş oldu. Ömrü, oğlunu cepheden cepheye göndermekle geçecekti. 

Oğlu 1912'de Libya'da savaşırken Zübeyde Hanım doğduğu şehri, Yunan işgali nedeniyle kızıyla terk etmek zorunda kaldı.
Dünya Savaşı başladıktan sonra Zübeyde Hanım oğlunu bu defa Çanakkale'ye, ateşin içine gönderdi. 1916'da bu defa Suriye'ye gidişini izledi. 

Tek tesellisi, oğlunun vatanı için canını ortaya koymasıydı. 
1917 yılında Halep'te bulunan Mustafa'nın kör olduğunu işitti. Haberin yalan olduğu söylenmesine rağmen ana yüreği razı gelmedi. Gözüyle görmek için yollara düşüp Halep'e gitti. 
Yaklaşık bir yıl sonra savaş bitince oğlu İstanbul'a dönmek zorunda kaldı. Zübeyde Hanım oğluna kavuşmuştu ama memleket elden gidiyordu. 

Bir 16 Mayıs günü oğlu Musfafa eve geldi. Yeniden gitmek zorunda olduğunu söyledi. Zübeyde Hanım ne diyebilirdi ki.. Mevzu vatandı.
Bir süre sonra oğlunun gazetelerde "hain" ilan edildiğini okudu. İslam düşmanı olduğunu ve hakkında idam kararı verildiğini öğrendi. Hatta öldürüldüğünü işitti. 

Oğlunu çok iyi tanıyordu. Ama yüreği bu acıyı kaldıramadı. Hastalandı. Felç geçirdi.
Oğlunun düşmanları Zübeyde Hanım'ı da rahat bırakmadı. Kaldığı eve saldırı girişimi gerçekleştirildi. Artık İstanbul'da kalması güvenli değildi.

Bir gece vakti İstanbul'dan Adapazarı'na, Askerlik Şubesi Reisi Binbaşı Baha Bey’in evine götürüldü.
Zübeyde Hanım, ertesi gün üç yıl sonra ilk kez oğlunu gördü. Yeniden ona kavuşmuştu. Birlikte Ankara'ya geçtiler. Fakat kavuşma kısa sürdü. Bir kaç hafta sonra oğlu yeniden Zübeyde Hanım'ın karşısına geçti ve gitmesi gerektiğini söyledi. 

Vatan beklemezdi ki...

Oğlu savaş planını gizli tuttuğu için cepheye gideceğinden bahsetmedi. Fakat ömrü, oğlunu cepheye göndermekle geçen Zübeyde Hanım anlamıştı.

Kısa süre sonra oğluna mektup yazdı: Oğlum, seni bekledim. Gelmedin. Cepheye gittiğini biliyorum. Savaşı kazanmadan geri gelme.

Birkaç gün sonra oğlunun vatanı kurtardığını haber aldı Zübeyde Hanım. Dünyanın en mutlusuydu. Fakat sağlığı iyiden iyiye bozulmuştu. Bu nedenle havası iyi gelir diye İzmir'e nakledildi. 

Oğluna kavuştuktan kısa süre yine ayrılık vakti geldi.

Memleket kurtulsa da vatana hizmetin sonu yoktu. Ve Zübeyde Hanım bu defa oğlunu son kez uğurlamıştı. Yüreği bu zorlu hayata daha fazla direnemedi.

Feyzullah kızı Zübeyde... 14 Ocak 1923 günü İzmir'de hayatını kaybetti.

Vatan, ömrü boyunca Zübeyde Hanım ve oğlu arasına girmişti. Ölümünden sonra bile kaderi değişmedi. 

Mustafa, vatana hizmeti nedeniyle annesinin cenazesine katılamadı.

Mustafa, annesinin ölümünden birkaç gün sonra mezarını ziyaret edebildi. Zübeyde Hanım'ın huzurunda "vatanı için ölüme gitmekten çekinmeyeceğine" yemin etti. Yıllar sonra yeminini tuttu. 

Feyzullah kızı Zübeyde...

Ömrü oğlunun hasretiyle geçti. Ona doyamadan yaşamını yitirdi. Bağrına bastığı taş, Türk milletinin en büyük hediyesi oldu.

Bu kutlu anamızı saygıyla yad ediyorum. Allah ona rahmet eylesin. Amin