Yapılan bir araştırmaya göre, finansal başarısızlığın nedenlerinin %70-90’ı işletme içi, %10-30 ‘u ise dışsal nedenlerden kaynaklanıyor. Yani ağırlıklı olarak işletme yöneticilerinin doğru seçilmesi, başarılı sonuçlar elde etmenin ilk adımdır.
Küreselleşen ve rekabete iyice açık hale gelen dünyamızda işletmelerin başarılı olabilmeleri, büyümeleri ve gelişmeleri oldukça güçleşti. Zira dünya ticari anlamda düzleşti ve dünyanın diğer ucundaki bir işletmenin uygulamaları (maliyet, fiyat, hız, kalite vs), diğer ülkelerde aynı sektörlerde faaliyet gösterenleri etkiliyor. Aynı şekilde hiç ilgisinin bulunmadığı zannedilen bir ülkedeki makro iktisadi hareketler de (faiz, kur, borsa, para-maliye politikaları vs.) başka ülke işletmelerini kolaylıkla baskı altına alabiliyor.
İşletmeler, dış dünyadaki mikro-makro ekonomik değişmeler ile iç piyasadaki gelişmeleri takip etmek, bunun yanında işletme yönetiminde çok dikkatli davranarak doğru kararlar alarak uygulamak zorundadırlar. Çünkü rekabet edecekleri şirket ve dikkate alacakları değişken sayısı oldukça fazladır. Dolayısıyla işleri oldukça güçtür. İşletme yönetimi, adeta otoyolda 180 km hızla araç kullanmaya benzer hale geldi. Bir anlık dikkatsizlik aracın yoldan çıkmasına ve bir yerlere çarpmasına neden olabilecektir.
ÖNCE BAŞARISIZLIK, SONRA TASFİYE
Nedeni ne olursa olsun, zor durumda kalan, yoldan çıkan işletmeler borçlarını ödeyemez, yükümlülüklerini yerine getiremez duruma gelirler. “Başarısızlık” olarak tanımlanan bu durumun sonunda, çoğu zaman tasfiyeye kadar varan sonuçlarla karşılaşılabiliyor.
Başarısızlık, ekonomik ve finansal anlamda olmak üzere iki türlüdür. Ekonomik anlamda başarısızlık, öz sermayenin alternatif yatırım olanaklarına göre düşük getiri elde etmesi, beklenenden az kazanç elde edilmesi, sürekli zarar edilmesi ve işletme gelirlerinin giderleri karşılayamaması (1), finansal anlamda başarısızlık ise işletmenin borç ve taahhütlerini zamanında yerine getirememesi durumudur.
FİNANSAL BAŞARISIZLIĞIN NEDENLERİ
Yapılan bir araştırmaya göre (2), finansal başarısızlığın nedenlerinin %70-90’ı işletme içi, %10-30 ‘u ise dışsal nedenlerden kaynaklanıyor. Yani ağırlıklı olarak işletme yöneticilerinin doğru seçilmesi, başarılı sonuçlar elde etmenin ilk adımdır. Araştırmada, finansal sıkıntı ile aşağıdaki rasyolar arasında anlamlı ilişkiler olduğu ortaya çıkmıştır.
- Kısa Vadeli Borçlar/Toplam Borçlar,
- Hazır Değerler/Toplam Aktifler,
- Kar/Aktif Toplamı,
- Toplam Borçlar/Aktif Toplamı,
- Net Satış Büyüme Oranı,
- Net Satışlar/Ortalama Stoklar (Stok Devir Hızı)
- Satılan Malların Maliyeti/Net Satışlar
Görüleceği üzere rasyolar, ağırlıklı olarak karlılık, likidite ve finansal duruma ilişkin olup, her biri oldukça önemlidir. Bu nedenle yukarıda belirtilen rasyoların özellikle son 3 yılla karşılaştırılarak (mümkünse rakiplerle de) çok dikkatlice izlenmesi, ipucu olarak büyük önem taşıyor.
SIKINTIYA DÜŞEN İŞLETMELERİ BEKLEYEN TERCİHLER
Alınan bütün tedbirlere rağmen sıkıntıya düşen işletmeler, bu durumdan kurtulmak için pek çok yolu denemekle birlikte, yolun sonunda onları bekleyen tercihler aşağıdaki şekilde olabiliyor.(3)
- Mahkeme Süreçleri
- Firma Faaliyetine Devam Eder
- İflas Sürecinde Yeniden Yapılandırma
- Firma Faaliyetini Durdurur
- Yasal Süreç başlar, varlıklar satılarak önceliklerine göre borçlar ödenir
- Mahkeme Dışı Süreçler
- Firma Faaliyetine Devam Eder
- Vade uzatma
- Değişim teklifi
- Daha az ödeme
- Şirketi küçültme
- Maliyetlerin küçültülmesi,
- Yönetsel tedbirler
- Şirket varlıklarının elden çıkarılması
- Hisse devri
- Şirkete nakit koyabilecek ortak satın almak
- Şirket satmak
- Tasfiye kararı
- Firma Faaliyetini Durdurur
- Yasal Süreç başlar, varlıklar satılarak önceliklerine göre borçlar ödenir
Bu kararların her birinin maliyeti elbette farklı olacaktır. Hangi seçeneğin uygun olacağına karar verilmesi; sıkıntının kalıcı mı yoksa geçici mi olduğuna bağlı olmakla birlikte; maliyet, zaman, direnç problemi, karmaşık sermayedar yapısı, bilgi sorunu, varlık yapısı, sektör, büyüklük gibi pek çok değişkene bağlıdır. Her bir seçeneğin detayları ayrı inceleme konusu olabilecek kadar kapsamlıdır.
İFLAS VE TASFİYE SÜRECİNDEN ÖNCE YAPILANDIRMA
Finansal başarısızlık sürecinde olan işletmeler genellikle iflas-tasfiye sürecinden önce yapılandırma yolunu tercih ediyor. Bunun nedeni, mali sıkıntılardan kurtulma ümidiyle süreci olabildiğince uzatmakla birlikte, yasal iflas sürecinin, anlaşma yoluyla yapılan iflas sürecine göre daha pahalı ve meşakkatli olmasıdır. Yapılandırma-şirket kurtarma operasyonlarına son yıllarda ülkemiz de dahil devletlerin öncülük etmesi, özünde liberal sisteme aykırı olmakla birlikte, toplumsal maliyetleri açısından avantajları da olabiliyor. Ama hangi sektörlerde kimlerin yapılandırmayla kurtarıldığı ve bedelinin nihai ödeyicisinin kimler olduğu unutulmamalıdır.
SIKINTIYA DÜŞMEDEN YAPILMASI GEREKENLER
Asıl olan bu çıkış ve yapılandırma kararlarını almaktan ziyade, işletmelerde karşılaşabilecek tehlikeleri sıkıntıya düşmeden önce önceden görebilecek algı mekanizmaları oluşturabilmektir. Bunun pek çok yolu vardır ama esas itibariyle (3),
- Finansal rasyolar (likidite, karlılık, faaliyet, borç-alacak rasyoları vs) yoluyla geçmişe ve geleceğe dönük tahminlerde bulunularak gerekli önlemlerin zamanında alınması,
- Dış dünyada olan biten döviz, faiz oranı, hammadde-enerji fiyatlarının takibi,
- Uzman-danışman görüşleri, çeşitli anketler, rakip-müşteri analizleri, içinde bulunulan piyasa bilgileri, demografik değişimlerin izlenmesi,
olarak sayılabilir. Bütün bunlardan da önce şirketin vizyon, misyon ve stratejilerinin doğru belirlenmesi/uygulanması ile yönetsel kabiliyetinin önemi en az çıkış stratejileri kadar önemlidir.
(1-2) Ersin Açıkgöz-Y.Lisans Tezi 2012
(3) Güven Sayılgan-Ender Coşkun
cagiran@turcomoney.com