Gerçek gündem ve sanalı

Abone Ol

 En çok kullanılan sosyal medya uygulaması Twitter, bir bakıma ülkenin gündemini de belirliyor. Ama sorun, gerçek gündemin, sanala nasıl ve ne oranda yansıdığıdır.

Önceki günden, dün öğleye kadar Twitter’in Trending Topics (TT) listesi şöyleydi;

İdamı getir, tecavüzcüyü bitir, Kırmızı kart, Bize yakışan, Beşiktaş’ın maçı var, CHP olsaydı, Gültekin Avcı, Sevgiye muhtacız, Hayırlı haftalar, Onur kıvrak, Semih Öztürk için dua et.

Ülkenin en önemli gündemi, en gerçek olanı, en çok tartışılanı, en çok yorumlananı ve en çok paylaşılanı bu on madde. Yani gerçek gündem, bu on madde.

Bu on madde, dolayısıyla ülkenin gündemi de. Zira sosyal medyada paylaşım yapanlar, bir birlerinin paylaşımını beğenip, kendisi de paylaşanlar, sıkça tartıştığı konunun, bu konu olduğunu biliyor.

Bu maddelerin dört maddesi Galatasaray Trabzon maçıyla ve bu maçta verilen dört kırmızı kartla alakalı. Tabii bir de kırmızı kart gören 4 Trabzonsporlu oyuncunun Beşiktaş maçında oynayıp, oynamayacağı.

Netice itibariyle en önemli, en gerçek olan bu on maddenin dördü maçla alakalı. Onda dört oranı, büyük bir oran…

Bir başka deyişle, ülke gündeminin yüzde 40’ı futbolla ilgili…

TT listesinin ilk sırasında, yani en gerçek gündemi olan “İdamı getir, tecavüzcüyü bitir” tartışma konusunu görünce, bu ülkede tecavüz yok sanırsın.

Tecavüze karşı bu kadar duyarlı bir toplum, bunun cezasının idam olduğunu/olması gerektiğini söylüyor.

O zaman bu ülkede tecavüz olmaz/olamaz.

Çünkü toplumsal bir tepki söz konusu, herkes tecavüze karşı, herkes bu iğrenç zorbalığın son bulmasını istiyor.

Ama gerçekler böyle demiyor.

Bu ülkede her gün onlarca, belki de yüzlerce taciz ve tecavüz var.

Tacizin çeşitlerini sıraladığınızda, psikolojik olanlar, tecavüzden çok daha önce geldiğini görebilirsiniz.

Listenin en komiği, “CHP olsaydı” seçeneği. Burada yorumcular dalgasını geçiyor, CHP olsaydı, hiçbir şeyin olmayacağını bilerek…

Gültekin Avcı maddesi, bu ülkede paralel ihanet çetesinin halen nasıl ayakta durduğunu göstermesi açısından dikkat çekici.

Hayırlı haftalar maddesi ise, pazartesi sendromuna yakalananların, sendromlarını dağıtmaya dönük bir tedavi yöntemi diye bakabiliriz.

TT listesinde en beğendiğim ise “Sevgiye muhtacız” oldu ki, gerçek de bu.

Bu ülkede sevgi eksikliği var; bir birimizi sevmiyor, saygı duymuyor, hürmet beslemiyor, bir birimizin hakkını korumuyor, merhamet etmiyor, vicdanlı yaklaşmıyoruz.

Elbet yapanlar var ama yetersiz olduğu açıkça ortada.

Eğer öyle olmasaydı, bu ülkede terör destekçisi kalmaz, sırf hükümete muhalif olsun diye, hükümet zarar görsün diye akan kan için zil takıp oynayan kansızlar bulunmazdı.

Eğer öyle olmasaydı, bu ülkede vatan hainleri bu kadar cirit atmazdı.

Öyle olmasaydı, bu ülkede taciz ve tecavüz olmazdı.

Bu kadar çok kadına şiddet de bulunmazdı, sevgi olsaydı…

Çocuklar boynu bükük kalmaz, analar ağlamaz, kadınlar dul kalmazdı.

Sevgi olsaydı, vicdan da olurdu, merhamette olurdu.

O zaman trafikte bu kadar kavga olmaz, park yeri için yüzlerce kişi bir birine girmezdi.

Muhabbet daha çok olurdu, sevgi olsaydı.

Boşanma oranı düşer, aile kavgaları biter, eften püften meseleler yüzünden insanlar bir birini incitmezdi.

Ama ne yazık ki, sevgi eksikliği, gündemin yüzde onuna tekabül ediyor.

Yüzde 40 futbol, geri kalanlar da başka şeyler…

Aslında bu maddelerde “magazin” yok. Belki bugüne denk geldi. Yoksa ülke gündeminin yüzde 30-40’ını magazin parsellerdi.

Falanca şarkıcı şu elbiseyi giyinmiş, filancanın elbisesinin askısı düşmüş, filan evlenmiş, filan boşanmış, filanla filan gözlerden ırak yerde yakalanmış…

O kadar suni, o kadar gereksiz şeyleri tartışıyor, gündemimizi yoğun şekilde işgal edilmesine göz yumuyoruz ki, gerçekleri kaçırıyoruz, farkında değiliz.

Hayat acımasızca akıp gidiyor, giderken hep bir şeyleri alıp götürüyor ve biz ardından bakakalıyor, hiçbir şey yapamıyoruz. Kendimiz için yapamadığımız gibi, gelecek nesiller için de yapamıyoruz; aynı hatalar sürüp gidiyor ve hayat acımasızca akışını, acımasız insanların zulmüyle birlikte sürükleyip, götürüyor.

Belki de merhum Ahmet Kaya’nın Kum Gibi şarkısındaki gibi, “Şehirlere bombalar yağardı her gece. Biz durmadan sevişirdik.” Ya da futbol konuşurduk ya da magazinle kimin eli, kimin cebinde diye dedikodu ederdik.

Yaşanan bunca acılar, ülkenin dört bir yanına kurulan tuzaklar, birçok ülkenin ülkemiz üzerindeki kirli hesapları ve içerideki işbirlikçileriyle yarınlara ümitle bakamayan bir neslin, gündemi bu kadar yavan, bu kadar suni, bu kadar gereksiz olmamalı diye düşünüyorum ama sadece düşünüyorum…

 

Tweetimden seçmeler

İktidarda CHP, MHP veya bir başka parti olsaydı da, teröre aynı tepkiyi gösterirdim. Teröre tepki, iktidara göre değil, insanlığa göredir.