Gezmek, gezebilmek, her insanın çıkmak istediği, ancak bir türlü çıkmadığı, çıkamadığı bir eylemdir. Seyahat etmek, yeni yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak, tarihi, tabiat güzelliklerini keşfetmek, yeme-içme gibi damak tatları olan yeni kültürlere şahitlik etmek, herkesin vazgeçemediği bir gerçektir. Hayatın o yoğun keşmekeşliğinden sıyrılarak, boğucu çalışma ortamından uzaklaşarak, birçok şeyle dolu olan beynini biraz rahatlamak amacıyla, bir yolculukla da olsa bulunduğu ortamdan uzaklaşmasıdır. İnsanın bütçesi nispetinde yılın farklı zamanlarında, farklı yer ve mekânlarına gider. Bu sayede biraz mantalite olarak rahatlar, bedensel olarak rahatlar, stres ve sıkıntılarından az da olsa arınır, daha farklı ve sağlıklı düşünmeye çalışır. Sürekli aynı ortamda bulunmak, aynı şeylerle meşgul olmak, yeni düşüncelere üretmekten uzaklaşır. Yaptıkları, düşündükleri, duydukları, söyledikleri, yazdıkları şeyler (her şey) birbirini tekrardan öteye gidemez. Kısa de olsa yapılan bir seyahat ile gezmek, farklı ortamlar, farklı kişiler, insana yepyeni kapılar açar ve bu sayede insanın değişmesine belki de gelişmesine vesile olur.
Bu bağlamda Pandemi öncesine kadar fırsatlar bulduğum an da şehrin çevresinde ya da şehirlerarasında seyahatler etmeye çalışırdım Ne zaman ki küresel Pandemi denen Korona baş belası musallat oldu, bu gezmeler ve seyahatler akamete uğradı diyebilirim. Az da olsa, küçük kaçamaklar yaparak, şehrin sessiz, sakin ve dingin yer ve mekânlarına gezmelerimiz olduysa da bu günlük gidip gelmelerden öteye gitmiyordu. Bu bir günlük da olsa, şehrin ve işin yorucu, o yoğun ortamından uzaklaşmış olarak, zihnen ve düşünce olarak rahatlamamıza yetiyordu. Kısa süreliğine farklı yerde zamanda, eş, dost, arkadaş, akraba, tanıdık ya da farklı insanlar tanımakla farklı dünyalar olduğun, farklı duygu, düşünce ve fikirlere sahip insanlar olduğunu görmemize, dert, tasa, tepki gibi birçok kavramın nasıl da farklı anlamlar içerdiğini görmemize vesile olabiliyor. Karşılaştığımız, sohbet ettiğimiz, belki çayını, yemeğini yediğimiz birçok insandan, gezip, gördüklerimizden öğreneceğimiz çok şeyler olduğunu öğretti bizlere. Birkaç saat da olsa, dertlerden, kaygılardan, sıkıntılardan, stresten uzaklaştığımızın farkına vardık. Bu türden gezmeler ve seyahatler, insanın yeni yerler ve insanlar görmek istek ve arzusunu, çok istediği halde, gerçekleşmeyen, keşfedilmeyen merak etme ve hevesini daha da kamçılıyor.
Aslında her seyahat ve gezmeler, her insan farklı anlamlar ifade edebilir. Çünkü insan görmek istediğini görür ve seyahat yapmak için çeşitli sebepler ileri sürebilir.
Sanırım, yine bu seyahatlerle ara verdiğim gezmelere başlayabilirim. Tabi hava şartları imkân verdiği sürece, bütçeyi denkleştirdiğimiz sürece, hayatın mevcut keşmekeşinden kendimi soyutlayarak, fırsatlar bulabilirsem. Her ne şartta olursa olsun, gezmelerle sahip olduklarımın, bana çok iyi geldiğine inanıyorum. Gerek arkadaş ve dostlarla, gerek ailece ve gerekse yalnız başıma çıktığım seyahatlerde, gezdiğim yerlerde, mutlu olduğumu, huzur bulduğumu, kendimi zihnen ve fikren rahatlamış olduğumu/olabileceğimi düşünüyorum. Her yolculuk öncesinde tatlı bir telaşla, yeni yerler, yeni insanlar, yeni bilgiler edineceğimin heyecanı sarar, mutluluk kaplar tüm benliğimi. Önceleri bir merak ve hevesle başlayan seyahatler ve gezmelerime şimdilerde, kendimce birtakım sebepler olduğunu/olabileceğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Hele gezdiğim, gördüğüm yerleri ve tanığım o güzelim insanlarla yaşadığım hoşsohbetleri kayıt altına almayı bir sorumluluk addederek, siz değerli okuyucularımla paylaşmayı da çok seviyorum. Geriye dönüp baktığımda, güzel anılar bırakmaktan, güzel insanlar tanımaktan, yeni şeyler öğrenmekten mutlu oluyorum. “Yazmak güzel,” ancak, bazı şeyleri “gezerek, yaşayarak yazmak daha da güzel” diye düşünüyorum.
Bence siz de fırsat bulduğunuz, imkân bulduğunuz sürece seyahat edin, gezin, dolaşın, keşfedin ve neler olduğunun kararını siz, kendiniz verin.
Kerim BAYDAK