Bu ne şeref ya Rabbi…

 

            Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, nimetlerin en güzeli bahşedilmiş.

 

            Bereketli topraklarımız var. Onları sulayacak suyumuz, pırıl pırıl güneşimiz var. Henüz kirletilmemiş havamız, sağlıklı insanımız var.

 

            Başbakanı Recep Tayip Erdoğan; “Adıyaman’da toprağın altıda üstü de bereketlidir. Ama Adıyaman’da toprağın altı daha da bereketlidir.” derken, en veciz şekliyle Adıyaman’ı anlattı aslında.

 

            Asıl anlatmak istediği şey ise yerin altında yatan Sahabe Safvan bin Muattal’dı.

 

            Samsat ilçesi Taşkuyu köyünde bulunan Sahabe Safvan bin Muattal (R.A), yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği en büyük nimettir şüphesiz.

 

            İşte bu zatın yüzü suyu hürmetine olsa gerek; bölgemiz bereket, barış ve huzur içindedir. 

 

            Efendimiz, “Benim ashabımdan bir kimse, herhangi bir memlekette vefat ederse, şüphe edilmez ki, o memleket halkından ne kadar ehl-i iman olarak vefat eden kimseler varsa, yarın kıyamet gününde o halkın önünde, nuruyla ortalığı aydınlatarak, onlara şefaatçi olacaktır.” diye buyurmuşlardır.

 

            Yine Resulü Ekrem; “Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayeti bulur, Allah’ın rızasına kavuşursunuz.” buyurmuştur.

 

            İşte bugün yine bölgemiz insanı için mutlu bir gün.

 

            Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, Kutlu Resul’ün sohbetinde bulunmuş, Yüce Rabbimizin ayetleri ile aklanma şerefine nail olmuş, gül kokusundan nasibini almış, bizlere en büyük hediye olarak gönderilmiş, İslam tarihinin önemli şahsiyetlerinden Sahabe Safvan bin Muattal hazretlerinin kabrini ziyaret edecekler.

 

            Samsat ilçesi, birkaç bin nüfusu olan küçücük bir ilçeyken, ülkemizin Cumhurbaşkanını ağırlama şerefi kuşkusuz bu zat sayesinde olmuştur.

 

            * * * *

 

            Birkaç gün önce Ak Parti Adıyaman Kadın Kolları Başkanı Ayla Pektaş, beni arayarak Sayın Cumhurbaşkanımız ve saygıdeğer eşi Hayrünnisa Gül’e takdim edilmek üzere geçen ay yayınlanan “Samsat’ta Bir Gül Sahabe Safvan b. Muattal” isimli kitabı imzalamamı istemişti.

 

            Bundan büyük onur ve gerçekten heyecan duymuştum. Cumhurbaşkanı ve Hanımefendiye kitap imzalamak benim için anca Sahabe hatırına kavuştuğum bir onur olabilirdi.

 

            Bu kitabı imzalarken içimden; “Acaba bir gün Sayın Cumhurbaşkanımız Gül, gül kokulu Sahabe kabrini ziyaret eder mi” diye geçirmiştim.

 

            Bugün, bu düşüncemin gerçekleşecek olması beni gerçekten mutlu etti. Halkın Cumhurbaşkanına, sivil bir cumhurun başına da böylesi toplumsal yerleri ziyaret etmek, halkın teneffüs ettiği havayı solumak yakışırdı.

 

            * * * *

 

            Hicretin 19. yılında, Hz. Ömer’in emri ile Samsat’ın böyle bir komutan tarafından fethedilip bize hediye edilmesi bizler için büyük bir onurdur.

 

Bize düşen görev İslam camiası açısından böyle ehemmiyet arz eden ve ülkemiz coğrafyasında medfun bulunan ikinci Sahabe olan Sahabe Safvan b. Muattal türbesini ziyarete gelen misafirlerin ziyaret ve konaklama sırasında hiçbir sıkıntı çekmeyecekleri mamur bir mekan haline getirmektir.

 

Peygamber Efendimizin; “Ashabım konusunda benim onlara olan yakınlığımı koruyun. Ashabıma iyilik ve ihsanda bulunun.” Hadis-i Şerifleri gereği O’na kucak açmak, ev sahipliğimizi göstermektir.

 

Bize şerefler getirdin ey Resul’ün emaneti…

 

Gül kokusunu içinde barındıran topraklara hoş geldiniz Sayın Cumhurbaşkanımız…

 

Selam ve dua ile…

 

 

Fahrettin Çelik