Hakk'a Kul Olun, O Size Yeter!

Abone Ol

 Okumuş cahiller, ya da kısmen Üniversiteli okuyan cahiller yetiştiriyoruz. Yoksa o toplu taşıma araçlarında ki tavırlarına bir çeki düzen verirlerdi. Gençlerimiz felaket! Arsız, yüzsüz!.. Özellikle kızlara söyledikleri o ağza alınmadık sözleri sarf etmezlerdi sanırım. Gerçekten hayretler içerisinde kalıyorum. İstisnalar kaideyi bozmuyor. Biline!

***

Her zaman, en önemli güç, şeffaflık ve dürüstlüktür. En doğru zemin ise, cinsiyetlerin, inançların ve her türlü aidiyetin, tahammülle, metanetle, sabırla karşılandığı bir zemindir.

***

Okumanın yeri, yaşı ve zamanı yoktur.

Sadece kitabın çeşidi, adı vardır.

Kadın-erkek, her yaşta, insana haz veren, renk ve ahenk katan, ufuklar açan kitaplar vardır.

***

İster az yaşa, istersen çok yaşa, o kadar önemli değil.

Önemli olan, nasıl, neye göre yaşadığındır.

***

Size göre, bir insanın başarılı olması mı, yoksa değerli olması mı önemlidir.

Hangisi için çaba sarf ediyorsunuz.

***

İnsan, bazen bir can fanusun içinde, dünyaya bağlandığı ipi kopmuşçasına, yapacağı, duyacağı, zamandan ve mekândan yoksun, boşlukta yuvarlanırcasına, aşağı-yukarı gidip geliyor gibi oluyor.

Acaba bu yalnız mıdır, yoksa başka bir şey midir?

***

Bazen, ne yapacaklarını bilemeyecek kadar çalışamayanlar,

Bazen, ne yapacaklarını bilemeyecek kadar, düşünemeyenler,

Bazen, ne yapacaklarını bilmeyecek kadar konuşamayanlar,

Bazen, ne yapacaklarını bilemeyecek kadar, anlayamayanlar,

Bazen, ne yapacaklarını bilemeyecek kadar, göremeyenler,

Bazen, ne yapacaklarını bilemeyecek kadar, duyamayanlar,

Bazen, ne yapacaklarını bilemeyecek kadar, ağlayamayanlar,

Boşa yaşıyorlar demektir, insanlıkla alakaları yok demektir.

***

Hiç uğraşma ve yorulma, herkesi aynı oranda memnun edemezsin.

Sen, sen ol, Hakk`a kul ol, o sana yeter!

***

Siz, hiç tren rayları üzerinde, arkadaşlarınızla; “hadi bakalım en çok kim raylarında üstünde yürüyecek?” diye iddiaya girdiniz mi?

***

Zenginlerin bulunduğu semtte, bir ilkokula gitmenin bazı zorlukları olduğunu, biliyor musunuz?

Son model taksilerinden inen çocuğun elinden tutan anne ve babası, okulun içine kadar refakat ettiğini görseniz ne hissedersiniz?

Sahi, sizin anneniz babanız, hiç elinizden tutarak okula götürdü mü?

Benimkiler hiç götürmedi / götüremediler de!..

***

Siz, hiç okula giderken; aldığınız küçücük harçlıklarla, bir ekmek alıp, okulun önündeki caddeden gidip gelerek, kimse görmesin diye, koynunuza koyduğunuz ekmekten, parça parça kopararak yediniz mi?

Eğer kalmışsa paranız, bir kitapçıya giderek, belki 15-20 gün sürecek taksitlerle hiç okunacak kitaplar aldınız mı?

***

Siz, hiç anne- babanızdan uzakta, başkasının yanında kalırken; fırıldakları ve kazandığınız misketleri görmesinler, kızmasınlar diye, çiçek köklerinin arasına ya da duvar yarıklarına koydunuz mu?

***

Siz, hiç güneş doğarken sırtınızda, gün ortasında başınızda, batarken önünüzde olacak şekilde, pamuk, şekerpancarı, yerfıstığı, nohut, mercimekte… çalıştınız mı?

***

Siz, hiç pamuk sulama esnasına, çocukça saf ve masum halinizle, su arklarının içinde, çamurlu akan suda yıkandınız mı?

***

Bazılarını hayatınızdan çıkarmaya bile değmez. Çünkü kendilerini bir şey sanacak insancıklar var.

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com