Büyük OZAN “Nereden başlasam nasıl anlatsam” diyordu ya “UNUTAMAM” şiirinde.... Bizimki de o hesap.. “Nereden başlasak nasıl anlatsak”...
Yazık oldu yılların “ÜLKÜCÜ HAREKET”ine.
Yazık oldu binlerce şehide, cezaevlerinde çile çekenlere, okullarından olanlara, sakat kalanlara..
Bir zamanlar bırakın Türkiye’yi; Dünyanın gündemindeydi. Beyaz Saray’larda ,Kremlin’lerde konuşulurdu.
ÜLKÜCÜ : Büyük Türk Milletinin, Vatanının, Bayrağının, Devletinin, Dininin ve bütün Mukaddes değerlerinin tek teminatı ve sigortasıydı.
Samimi olarak inandıkları bir “ÜLKÜ”leri, “DAVA”ları vardı. “KÜLFET”i kendi alır, varsa ”NİMET”i arkadaşına verirdi.
Bu “ÜLKÜ” ve “DAVA” uğruna Okulunu kaybetti, İstikbalini, Hürriyetini, Yıllarını kaybetti, Gençliğini, en yakın arkadaşını, Ümidini kaybetti. Ailesini, evladını kaybetti. Ne yazık ki bütün bu acılar, çekilen çileler unutuldu gitti.
Hakkari’deki bir ÜLKÜCÜ’nün acısını Edirne’deki ÜLKÜCÜ yüreğinde hissederdi. Çünkü Hedef birdi, Yol birdi, ÜLKÜ birdi. Hedef “100 Milyonluk Büyük Türkiye” hayaliydi..
Aralarındaki samimiyete, fedakarlığa, Birlik-Beraberliğe toplumun büyük bir kesimi gıpta ile bakardı, imrenirdi.
Yıllar akıp giderken maalesef yozlaşma bize de sirayet etti.
Mevki - Makam hırsı, kişisel menfaatler “Dava”nın özüne zarar vermeye başladı. Ve “Sistem”in acımasız çarkları arasında bocalayıp durduk.
Şu isimlere ve şimdiki konumlarına bakın ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız :
Ahmet Kutalmış TÜRKEŞ,
Yalçın TOPÇU,
Tuğrul TÜRKEŞ,
Mustafa DESTİCİ,
Devlet BAHÇELİ..
Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de amansız(!) bir BAHÇELİ-AKŞENER “Çatışması" başladı. Tabi bu "Çatışma" ister istemez "Taban"a da sirayet ediyor.
Allah aşkına Bu “Çatışma”nın kime ne faydası var. Hangi “DAVA”nın,hangi ÜLKÜCÜLÜĞÜN çatışmasıdır bu…
Bütün bunlardan, bu kişisel ihtiraslardan bıktık, usandık, tiksindik artık.
50 yıllık “HAREKET” in %10 barajını aşması bile “Tarihi Zafer” olarak görülüyor. Bu ne hazin bir durumdur. Bunun nedenleri niçin sorgulanmaz? Demek ki bir yerde hatalar yanlışlar yapılıyor, demek ki kendimizi tam olarak anlatamıyoruz. İstişare kapıları tamamen kapatıldı.
Karınca kararınca “HAREKET”in Birlik-Beraberliği için çok yazdık çizdik. Fakat maalesef bir faydası olmadı. “A”daki de , “B”deki de bizim canımız ciğerimiz arkadaşımızdır. Kime ne diyeceğiz ne diyebiliriz ki.. Sorun “Taban”da değil ki .. Sorun tepede.
Yapılacak tek şey kaldı ;
Başkasına gücümüz yetmez ama kendimize yeter diyoruz ;
Samimi olarak “TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜ”ne inanan ve yaşayan;
Allah rızasını her şeyin üstünde tutan,
Samimi, Dürüst, Nefsini , Egosunu yenmiş,
Tercihini “Kim nerede” diye değil; “Doğru nerede” diye yapan her ÜLKÜCÜ başımızın tacıdır.
Ülkücüyüz, Ülkücü olmaktan da gurur duyuyoruz. İnşallah ömrümüzün sonuna kadar da ÜLKÜCÜ olarak kalacağız. Büyük Ozanın dediği gibi; "ÜLKÜCÜ olmanın BOZKURT olmanın gururunu her zaman yaşadık yaşamaya da devam edeceğiz."
İyi-Kötü bu “HAREKET”in içinde 43 yılımız geçti. Hiç kimseye “Şakşakçılık” yapmadık bundan sonra da yapacak durumda değiliz..
Elbette ki ileride Tarih; “ÜLKÜCÜ HAREKET”in böyle parçalanmasına, kutuplaşmasına, ayrışmasına yol açanlar hakkında hükmünü verecektir.
Ayrıca “ÜLKÜCÜ HAREKET”in tarihini yazanlar da bu konuları genç kuşaklara bütün gerçekliği ile, bütün çıplaklığı ile en ince ayrıntısına kadar aktaracaklardır. Gerçekler hiçbir zaman gizli kalmaz.
Yaşananlar karşısında diyecek bir şey yok.. Adeta “Sözün bittiği yerdeyiz”. Ne kadar iyi niyetli olursanız olun, yazdığınız, dile getirdiğiniz her düşünce yeni bir kutuplaşmaya, yeni bir ayrışmaya, yeni kırılmalara neden oluyor.
Bu itibarla ;
Bundan sonra; Kırılmış, küsmüş, küstürülmüş, bir şekilde bir tarafa savrulmuş ne kadar ÜLKÜCÜ varsa bunları TEK bir partinin çatısı altında toplayacak bir LİDER ve KADRO çıkıncaya ;
“ÜLKÜCÜ HAREKET” Bu Lider ve Kadro ile yeniden “Titreyip kendine dönünceye” kadar hiçbir partinin tarafı ve taraftarı olmayacağız.
Bilmeyerek,kırdığım ,incittiğim, rencide ettiğim her arkadaşımdan,kardeşimden de özür diliyor ve helallik istiyorum.
Yaşasın Bağımsız, Bağlantısız, Ölümsüz “ÜLKÜCÜ HAREKET”.
Kendi adıma ; “Harç bitti yapı paydos”.
|