Hansel ve Gretal’ deki cadı misali besleyesim geliyor, semizlensin; karnım doysun, aç kalmayayım diye. Hımmm...Biraz daha, biraz daha diyerek, aç gözlülükle devam ediyorum her kitap okuyuşumda ya da viedo izlediğimde. O da bunu okusun ya da izlesin ki...
İşte bu bir ruhsal uyanıştır benim için. Aynı şeyi oğlumla ilişkimde de yaşamıştım.Çocuğum sağlıklı olsun diye o kadar çok besledim ki ağzına tıka tıka... Sonra büyüdü yemekleri tıkamadım ağzına, bu kez bilgileri tıkıştırmaya çalıştım beynine. Okullar, özel hocalar değiştirildi ama tavrım değişmedi. Okumayabilir. Okey. Fakat bir beceri geliştirilebilir. Hadi oradan bir zorlama. İş değişikliğinin sayısını hatırlamama olanak yok.
Yakın ilişkilerdeki bu gayretim çok ‘ iyi niyetli’ yapılan bir davranış olsa da altında yatan çoğu zaman zorlamanın getirdiği bir terk ediş de var. Bunu ben ‘ kendine iyi bak ‘ sözünde de sezinlerim. Yani ben sana bakamam, dikkatli ol; mesajı olarak algılarım.
Bu yazdıklarımı kendini dövme seansı olarak algılayanlar var. Ben de öyle algıladığım için, bu tarz eleştirileri kolayca emiyorum ve utanç yaşıyorum kendimi bu kadar çabuk ele veriyorum diye.
Cılız bir ışık gibi bazen ortaya çıkan bir anlayış daha var. O da şu; yaşadıklarımdan yola çıkarak, büyüme, olgunlaşma, evrene katkı koyma, kendinle ve dünyayla barış gayreti olarak da görülmesidir. Bunun başka yolu var mıdır? Bilmiyorum.
Bir de gücüme giden ve sorguladığım alan, bunların boş işler olduğuna dair inanç. Hani amiyane deyimle; ‘Düşün düşün...’ anlamında dile getirilir ya. Ben böyle derinlere daldıkça bunun söylenmesi incitiyor beni.
Benim hayatımda şöyle bir yöntem de var. Yıllarca öğretmenlik mesleğimde öğrencilerime öğretmeye çalışırken öğrendim ben onca akademik bilgiyi.Öyle olunca bugün de yaşadıklarımdan yola çıkarak yaptığım analizleri paylaşarak pekiştireceğimi düşünüyorum bilgiyi. En başta kendime hatırlatarak uygulanabilir olacağına inanıyorum. Çünkü mümkün olduğunca kırmadan, kırılmadan yaşamımı sürdürme istekliliğim var.
Kendimi ikna etmek için bu kadar çaba yeter. Uzun lafın kısası; ister romantik ilişkilerde isterse ebeveyn ilişkilerinde, ne tür ilişki olursa olsun yardım istemeyene yardım etmeye çalışmak en büyük zorbalıktır, yaşama müdahaledir noktasına varıyorum yavaş yavaş. Tabii bunun tersi de var, ki benim en zorlandığım alan, yardım isteyebilmek. Bunu başkaları için yaparken kendim için çok zorlanıyorum. Hatırlatayım istedim kendime. Teşekkürler.