Özöncel, deprem sonrasında kamyon dorselerinde sadece hafriyat taşınmadığını, aynı zamanda hayallerin, umutların, hatıraların ve acıların da kaybolup gittiğini vurguladı.
"Depremin Ardından 19 Ay Geçti"
6 Şubat depreminin üzerinden yaklaşık 19 ay geçmesine rağmen, depremin oluşturduğu enkazın sadece fiziksel olmadığını belirten Özöncel, kentin psikolojisi, sosyolojisi ve demografik yapısındaki değişimin depremin şiddetinden daha büyük olduğunu ifade etti. Özöncel, nakdi veya ayni yardımlarla insanları biyolojik olarak yaşatmanın mümkün olduğunu, ancak "ölmemek yaşamak değildir" bakış açısını unutmamak gerektiğini belirtti. Bu bağlamda, şehrin psikolojik inşasının elzem olduğunu ve toplumdaki öfke, şiddet, madde kullanımı, alkol, kumar ve intihar olaylarının artması gibi hassasiyetlerin üzerinde durulması gerektiğini vurguladı.
"Psikolojik İnşanın Önemi"
Devlet kurumlarının ve ilgili STK'ların çalışmalarının önemine dikkat çeken Özöncel, vatandaşların bu kurumlara yönlendirilmesinin inşa sürecine katkı sağlayacağını belirtti. Yeşilay ve YEDAM gibi kuruluşların ücretsiz profesyonel danışmanlık ve terapi hizmeti sunduğunu, sağlıklı düşünen zihinlerin sağlıklı kararlar alabileceğini belirtti.
"Deprem Bölgesindeki İzlenimler"
Özöncel yazısında, birkaç gün önce deprem bölgesi illerini ziyaret ettiğini ve en fazla etkilenen iki ilin Hatay ve Adıyaman olduğunu ifade etti. Malatya, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Hatay'da kamu kurumlarının hızlı aksiyonlarla gerekli altyapı, üstyapı ve psikolojik inşa süreçlerini hızla tamamlama yolunda olduklarını gözlemlediğini belirtti. Bu illerde kamu kurumlarının vatandaşlarla kurdukları iletişimin pozitif sonuçlar verdiğini ve yurt dışı bağlantılı yatırımlar ile yabancı STK'ların sosyal rehabilitasyona önemli katkılar sağladığını vurguladı.
"Adıyaman'ın Yalnızlığı"
Özöncel, Hatay'da 100'ün üzerinde okulun Hatay'lı iş insanları tarafından yapıldığını ve sınavlarda deprem öncesi il başarısının üzerine çıkıldığını belirtti. Ancak Adıyaman'ın bu süreçte yalnız kaldığını ve yeterli desteği alamadığını vurguladı. Adıyaman'da kamu kurumlarının ve iş insanlarının ellerini taşın altına koymadığını, şehrin eksikliklerinin giderilmesi için yeterli çabanın gösterilmediğini ifade etti.
"Adıyaman'ın Durumu"
Adıyaman'da gözlemlenen durumu aktaran Özöncel, kentin psikolojik, sosyolojik ve demografik yapısında büyük değişimlerin yaşandığını belirtti. Deprem sonrası dönemde, devlet kurumları ve STK'lar arasındaki işbirliğinin eksikliğine dikkat çeken Özöncel, Adıyaman'da kolektif bir bilinçle hareket edilmediğini, iş ve işlemlerin yavaş ilerlediğini ve gereksiz gündemlere takıldığını belirtti. Özöncel, Adıyaman'ın eksikliklerinin giderilmesi için daha fazla çaba ve dayanışma gerektiğini vurguladı.
"Düşünme Zamanı"
Özöncel, yazısının sonunda şu ifadelerle çağrıda bulundu: "Gördüğüm, şahitlik ettiğim durumlardan kısa bir kesit sunmaya çalıştım. Şimdi şapkamızı önümüze koyup biraz düşünme zamanı..." Adıyaman'ın yalnızlığına dikkat çeken Özöncel, tüm Türkiye'nin bu durumu göz ardı etmemesi gerektiğini vurguladı. Özöncel'in izlenimleri, deprem sonrası sürecin sadece fiziksel inşa ile sınırlı kalmaması, aynı zamanda psikolojik ve sosyal rehabilitasyonun da öncelikli olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Kaynak : PHA