Hayat Bir Paket Program

Abone Ol

Geçenlerde telefonumun bir yıllık paket sözleşmesi bitti. Müşteri hizmetlerine zar zor bağlandığım gibi; sanki telesekreterle konuşuyormuşum gibi de bir hisse kapıldım.

Bu hisse kapılmama yol açan şey; karşımdaki mekanik sesten çok, “ bozuk plak “ tekniği gibi sürekli aynı şeylerin tekrarlanmasıydı. Sesimin duyulmadığını, isteklerimin anlaşılmadığını düşündüm ve kızgınlık yaşadım. Fakat değiştirebileceğim bir şey olmadığını kabullendim ve pes ettim. Bana sunulanı aldım.

Neydi bana sunulan? Daha doğrusu sunulmasını istediğim. Ben mesaj kullanmıyorum. Onun için; mesaj hakkının içinde olmadığı, avantajlı bir paket istedim. Olmadı.

Sonra düşündüm, zaten hayatta bir paket program değil mi? Karşıma çıkanlardan işime yarayanlar var yaramayanlar var. Ben şunu istiyorum, aman bunu almayayım diye bir seçim hakkı sunuluyor mu bana? Hayır.

Öyleyse niye gücüme gitti ki, istediğim şekilde bir pakete ulaşamamak. Belki de konfor alanımı esnetip mesaj da yazabilirim. Neden olmasın?

Bak bahçeli ev istedim, oldu. Fakat işte şunlar, şunlar olmasa ne güzel olurdu dediğim anlar; hemen konfor alanımı esnetip nasıl çözüme odaklanıyorum, istekli halde yeni seçenekler deniyorum.

Tıpkı yaşamın getirdikleri karşısında takındığım tavır gibi. Çünkü biliyorum ki, yaşamdan yana oyumu kullanacaksam hiç durmak yok. Akış içinde her şey karşıtıyla var olacağına göre, her şeye eyvallah!