Genellikle gençler deniz, orta yaşlılar kaplıca, ileri yaşlılar da “ev!” tatili yaparlar...
Ankara’ya 70 km. yakınlıkta Haymana ilçesindeki kaplıcalara son on yıl içerisinde üçüncü gelişim oldu. Her gördüğümde bir öncekinden daha gelişmiş olduğunu, “kent” görünümü kazanmaya başladığını, son olarak Haymana-Gölbaşı arası yolun bölünmüş yol haline getirilip asfaltının tamamen bitirildiğini, belediye otobüslerinin Ankara seferlerine başladığını gözledim. Halkının sıcakkanlılığı, özellikle Belediye Başkanı Özdemir Turgut’un sadece bu gününü değil, belki de sosyal dokuyu gözetmek durumunda kaldığından “yavaş” ta olsa “radikal” kararlar alarak ilçenin geleceğini kurtaran değişim projelerini uygulamasından dolayı da olsa gerek, kamuoyunda seviliyor olması kent görünümünü yakın tarihlerde tamamen yakalayabileceğinin göstergesi olarak değerlendirdim.
Kaldığım özel bir otelin lobisinde rastladığım Haymana Belediyesi dergisinin Ocak 2018 tarihli sayısında yer alan, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 03.04.2016 tarih 04/2016 ve 05/2016 sayılı Balneolojik Değerlendirme Belgelerinde(raporlarında) “romatizmal hastalıklar, eklem kireçlenmeleri, bel/boyun ağrıları, sedef hastalığı, sivilce(akne), ekzama, diyabet, damar sertliği, alzheimer hastalığı, yaşlanmayı geciktirici, iltihap giderici” özelliklere sahip, Dünyanın En İyi Termal Suyu olarak tescilli Haymana sıcak suyunun tam bir şifa kaynağı olduğu ifade ediliyor. Tabii ki bu ifadeleri, bu hastalıkların iyileşmesini doğrudan sağlayan değil de iyileşmesini destekleyen özellikler olarak anlamak gerekiyor.
Soyadı gibi güler yüzünü eksik etmeyen Haymana Belediyesi Merkez Kaplıcaları Müdürü Muhsin Güler’in sıcak yaklaşımını takdire değer, emekli olduğu kurum müdürlüğündeki hizmetinden dolayı elde ettiği insan yönetimi ve hizmet üretimi konusundaki deneyimlerini bu kez belediyeye aktaran Jeotermal Anonim Şirketi Genel Müdürü Mehmet Fındıkdalı’nı ise azimli ve hizmet hedeflerine odaklanmış gördüm.
Ülkemizde ilk yüz naklini gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan’ın adının verildiği meydan ve parkı görüp sorduğumda Dr. Özkan’ın Haymanalı olduğu söylendi. Bu vesile ile “vefa” kavramına Haymanalılarca özel bir önem verildiğini anladım.
Bir asır kadar önce Adıyaman, Şanlıurfa, Elazığ ve çevresinden Haymana’ya göç eden ailelerin olduğunu, Adıyaman’dan gelenlerin özellikle Dereköy adlı mahalleye yerleştiklerini öğrendim. Dilerim Haymanalılar da barış ve hoşgörü kenti Adıyaman’a gelerek, İstanbul’da Eyüp Sultan’ın dışında kabrinin yeri kesin olarak bilinen diğer Sahabe olan Hazreti Savfan Bin Muattal türbesi ile Dünyanın 8. Harikası olarak bilinen, 2004 yılında Dünya Uluslarası Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu(FIJET) tarafından Turizm Oscarı niteliğindeki Altın Elma ödülüne layık görülen Nemrut Dağı’ndaki Commagene Uygarlığı Heykelleri ile bu destinasyondaki diğer tarihi ve turistik mekânları gezip görme fırsatını elde ederler.
Öyle sanıyorum ki bu konudaki ilk görev de Belediye Başkanı Özdemir Turgut ile aynı zamanda İller Bankası Yönetim Kurulu Üyesi olan mevkidaşı Adıyaman Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu’ya düşer.
Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler!