Malum “Ateş düştüğü yeri yakıyor”… Kimi nişanlı, kimi sözlü, kimi bekar, kimi yeni evli, kimi yakında baba olma hayali ile yaşıyor.. Bu gençleri, bu ana kuzularını Vatan toprağına vermek kolay değil..
Gerçekçi olalım; Bizler ne kadar üzülürsek üzülelim 1-2 gün sonra unutup gidiyoruz.
Ya Geride kalanlar…
Gözü yaşlı eşler, nişanlılar, analar, babalar, kardeşler ve yetim kalan çocuklar ?? Bunlar hayatları boyunca bu acı İle yaşayacaklar.
Tabi bu acılar bir yana , birde bu acıları katlayan, yürek burkan şehit ailelerinin yaşadığı evler var. Bayraklarla donatılan bu evlere dikkat edin hepsi Yıkık-dökük, harap, derme çatma… Ev demeye bin şahit gerek..
Hani o meşhur;
“Zenginimiz bedel öder askerimiz fakirdendir” türküsü var ya.. Maalesef bu bedelli askerlik çıktıktan sonra bu türkü tamamen gerçek oldu. Artık fakir aile çocukları dışında askerlik yapan yok.
Halbuki Vatan borcu hiç bir bedelle ödenemez. Ama maalesef artık güvenlik güçlerimizin tamamı (asker-polis)fakirlerden..
40 yıldır binlerce , onbinlerce şehit… Ne yaparsak yapalım maalesef giden geri gelmiyor.
Giden geri gelmiyor ama Şehitlerimizin ailelerine birer ev verilerek bu yıkık dökük harabe evlerden kurtulmaları sağlanabilir.
Nedense bu konu hiç gündeme getirilmiyor. Bu Vatan uğruna can veren şehitlerimizin geride kalanlarına bir daire, bir ev almak, bunları bir ev sahibi yapmak çok mu zor? Çok mu büyük bir külfet?
1984 yılından bu güne kadar yaklaşık olarak 10.000 Asker, polis ve korucu Vatan evladı PKK TERÖR ÖRGÜTÜ saldırılarında şehit olmuş.
Devletimiz bu şehitlerimizin ailelerine bire ev veremez mi? Bu çok büyük bir külfet midir?
Her daire yaklaşık 3 Milyon olsa 10 bin dairenin maliyeti 30 Milyar TL.
Peki bu 30 Milyar çok mu büyük bir para ?
Sadece şunu hatırlamak istiyorum;
2024 yılı bütçesinde faize ayrılan para 1 Trilyon 250 Milyar TL. Bu da günde yaklaşık 3,5 Milyar TL. demek. Yani 10 günlük faiz parası ile 10 bin şehit ailesi yakını ev sahibi yapılabilecek.
Bunu yaparak şehitlerimizin sahipsiz olmadığını, Devletin şefkat elinin üzerlerinde olduğunu göstermeliyiz.
Haydi buyrun bekliyoruz.
Mithat SOLGUN